Kur’an nazarı ile bakılırsa; her musibet Allah'ın cezası olmayabilir (kimi musibetler imtihandır, kimisi uyarı) ancak Allah'ın insanoğluna ceza olarak yaşattığı musibetler de vardır.
Allah "orta ümmet" olmamızı istedi, biz "ortalık ümmeti" olduk. Bir "Batı"ya savrulduk, bir "Doğu"ya; bir "Sağ"a, bir "Sol"a... Kimimiz ırkçı oldu, kimimiz mezhepçi, kimimiz tekfirci... Ne mutlu savrulmadan "vasat/orta ümmet" olarak devam edenlere!
En büyük hakikat: Ey insan!
-Yaratıldın ︎
-Öleceksin
-Yeniden diriltileceksin
-Hesap vereceksin
-Ya cennete ya da cehenneme gireceksin...
Ona göre yaşa!
Zaman gösterdi ki; Müslüman olmak önemli, Müslüman kalmak daha önemli ve en önemlisi de Müslüman olarak ölmek... Bu sebeple Yüce Allah "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Müslümanlar olarak can verin"(Al-i İmran, 102) diyor.
İslam, bu dünyaya vurulmuş Allah'ın damgasıdır. Bu damgayı sökecek ve silecek hiçbir güç yoktur. 1400 yıldır olmadı ve 1 milyar dört yüz bin yıl geçse de olmayacak. İslam damgasını silmeye çalışanların, tarihten varlık kaydı silinmiştir.
Her müslümanın Kur’an’a karşı dört sorumluluğu var: Okumak, anlamak, yaşamak, anlatmak. Ama Kur’an’ı okumuyoruz. Okumadığımız için anlamıyor, yaşamıyor ve anlatamıyoruz. "Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler." (Fussilet, 30)
Güzel insanlar göçüyor bir bir, kötüler de burada kalıcı değil. Kiminin işi bal, kiminin zehir... İyiyi cennet, kötüyü cehim bil.
Hastalıklar ve ölümler, lezzetlerin tadını kaçırmakla maddi hayatı anlamsızlaştırsa da tattırdığı manevi lezzetler ile hayata yüce anlamlar kalmaktadır. Bu anlamı yakalamak ibret, yaşamak ise hikmettir.
Okumakta, zikirde, tefekkürde, ibadette, sohbette olan tat ne twitterde, ne facebookta, ne instagramda, ne filmde, ne de şöhrette vardır. Hiç nefsin aldığı tat, kalbin, aklın ve ruhun aldığı tat ile bir olabilir mi!?...
İnsan, kullandıklarının aracı olmamalı. Modern dünyanın ürettiği araçlar, insanı nesneye dönüştürüyor maalesef. Bazıları sosyal medyayı bir araç olarak kullandıklarını zannediyor. Hakikatte sosyal medya onları bir araç olarak kullanıyor.
Irkçılık, mezhepçilik, siyasi kin ve nefretin akılları iğdiş ettiği bir zamanda yaşıyoruz. Orta tonun olmadığı, ak ve karadan; orta yolun dışlandığı, ifrat ve tefritten ibaret bir memleket, toplumsal cinnet geçiriyor demektir. "Vasat" olana dönülmezse, sonuç; topluca intihar olur.
Bu memleketin başına gelmiş en büyük belalardan biri; devleti, medyayı, sermayeyi, sivil toplumu ideolojik aygıta dönüştüren Kemalizmdir.Topluma din, ırk ideoloji dayatır ve toplumsal arızalara sebep olur, sonuçların faturasını yine topluma keser.
(Din düşmanı) Kemalistler, hem devlet eli ile Müslümanların dinlerini öğrenmelerini, yaşamalarını yasaklayan hem de bunun sonucunda ortaya çıkan yanlış dini örnekler üzerinden İslam’a ve Müslümanlara saldıran insanlık dışı iflah olmaz varlıklardır.
(Allah'ın izni ve inayeti ile) Dilim döndüğünce "hayırlısı" demeye devam edeceğim. Çünkü hayırlısını en iyi bilen Allah'tır. Ve bugüne kadar hayırlısını dilemekten ve beklemekten dolayı hiç pişman olmadım.