“Düşmanlarım bana ne yapabilir ki?
Ben cennetimi yüreğimde taşıyorum,
nereye gitsem o benimle gelir.
Hapsedilmem halvet,
sürgün edilmem hicret,
öldürülmem şehadettir.”
Haince düzenlenen bir suikast ile şehid edilen Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye, gah mülteci kamplarında, gah zindanlarda, gah hicretlerde geçen ve nihayetinde şehadet ile taçlanan mücadele dolu hayatıyla, bu sözün adeta müşahhas bir örneğiydi.
Davasını en birinci aşkı kılan, en ağır yükleri, sorumlulukları ve de musibetleri imanı, umudu ve tevekkülüyle karşılayan, yüreğinde cennetini taşıyan adam… Şehit İsmail Heniye; 29 Ocak 1962’de İsrail’in zulüm ve baskılarının en yoğun olduğu dönemlerde, o dönemde dünyaya gelen pek çok Filistinli çocuk gibi imkansızlıkların, baskıların yoksulluk ve yoksunlukların kuşatılmışlığı altında, Filistin’in Askalan şehrinde göçe zorlanan bir ailenin çocuğu olarak Gazze’deki Şati Mülteci Kampı’nda dünyaya geldi.
İlköğrenimini Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistin Mültecileri Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) tarafından açılan okullarda aldı.
“Filistin uğruna Allah için Bu ümmetin onuru için kardeşlerimle birlikte bu sorumluluğu derinden hissediyoruz ve düşmanı daha güçlü karşılamak için gücümüzü inşa ediyoruz.”(İsmail Heniye)
Haniye lise yıllarında Müslüman Kardeşler Teşkilatına (İhvân-ı Müslimîn) katıldı.
Gazze İslam Üniversite’sinde Arap Edebiyatı Bölümü’nü okudu. Üniversite eğitimi sona ererken, 1987 yılında Filistin’in öncü, örnek şahsiyetleri Şeyh Ahmed Yasin, Hamas’ı (İslamîDireniş Hareketi) kurdu. Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvân-ı Müslimîn) bir kolu olan Hamas’a Heniye de katıldı.
Haniye entelektüel, donanımlı, ilim, ahlâk ve sosyal zekaya sahip Müslüman bir genç olarak, mücadele sahasında aktif rol aldı ve pek çok güzel çalışmada bulundu. Elbette bu Siyonistlerin asla hoşuna gitmeyecek bir pozisyondu ve yaptığı çalışmalar sebebiyle, 1987’de ve sonrasında pek çok kez tutuklandı .
“1948’den bu yana 7 milyon Filistinli var, bu yüzden güven ve sorumluluk duygusunu derinden hissediyoruz, bu sorumluluğun bedelleri var ve biz bu bedelleri hazırız” (İsmail Heniye)
1989’da 1. İntifada’ya katılması ve Hamas üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. 3 yıl sonra,1992’de serbest bırakıldı. Daha sonra Siyonist işgal devleti tarafından, İslami Cihad ve Hamas üyesi 415 kişilik bir grup ile Güney Lübnan’a sürüldü, bir yıl sonra Gazze’ye geri döndü.
Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin’in, 1997 yılında işgal zindanlarından çıkması sonrasında Heniye, kendisinin en yakın yardımcılarından ve ona en yakın olan insanlardan biri oldu. Şeyh Ahmet Yasin’in ve Filistin davasının kıymetlilerinden biriydi artık. 1999'dan 2004'e kadar, Şeyh Yasin'in özel kalem müdürlüğünü görevini yerine getirdi.
“Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak: Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!” (Şehid Şeyh Ahmed Yasin)
Haniye, 2003 yılında Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’le birlikte bir suikast girişiminden son anda kurtuldu. İki güzel insan, İşgal devletinin bombalı saldırı düzenlediği evden sağ olarak çıktı.
Heniye, 2006'nın Ekim ayında Gazze'de, konvoyuna ve 2007'nin Mayıs ayında siyonist güçlerin evine füze ile saldırmasıyla iki ayrı suikast girişimine daha maruz kaldı. Ancak ikisinden Allah’ıntaktiri ile kurtuldu.
“Düşmanın Filistin topraklarında bir geleceği yok! Allah’u Teala öldürür ve diriltir; ancak bu Ümmet Allah’ın izniyle ebedidir sürekli yenilenendir. Şairin dediği gibi “Bir adam giderse diğeri gelir.”Ölmekten korkmuyorum! Benim hayatım İslam’a feda olsun, biz ya hür yaşayacağız ya Şehit olarak öleceğiz. İslam ve Ümmet söz konusuysa benim hayatımın hiçbir önemi yok.” ( İsmail Heniye)
Hamas lideri Halid Meşal'in Şam'a sürgün edilmesinden sonra, Filistin seçimlerinde Hamas'ınyürüttüğü seçim çalışmalarına liderlik etti.
Hamas, Filistin meclisindeki 132 sandalyenin 76'sını kazanarak seçimi kazandı. Böylece İsmail Heniye 16 Şubat 2006'da Hamas'ın başbakan adayı oldu.
ABD ve Siyonist işgal çetesinin karşı çıkmasına rağmen, Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas tarafından 19 Şubat'ta başbakanlığı onaylandı.
Sonrasında dış müdahaleler ve pek çok nedenle Gazze Şeridi'ndeki Hamas ile Fetih arasındaki çatışmaların artmasının ardından Haziran 2007'de ABD ve işgal devletinin de baskısıyla Filistin Devlet Başkanı Abbas tarafından başbakanlık görevinden alındı.
Heniye, Hamas'ın Siyasi Büro Başkanlığı için Mayıs 2017'de yapılan seçimle Halid Meşal'in yerine seçildi.
Sonrasında 2021-2025 dönemi için de Hamas Genel Şura Konseyinin kararıyla yeniden seçildi.
1980’lerden şehid edildiği tarihe kadar, Hamas’ın bir neferi ve öncülerinden oldu. Son birkaç yıldır Katar'da sürgündeydi ve çalışmalarına bu şekilde devam ediyordu.
Canımız, kanımız, ailemiz ve sahip olduğumuz her şey Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya feda olsun.”( İsmail Heniye)
10 Kasım 2023'te Gazze saldırılarından korunmak için sivillerin sığındığı bir okulun bombalanması neticesinde Haniye'nin torunlarından biri şehid oldu.
İşgal çetesi, 10 Nisan'da Ramazan Bayramı nedeniyle Gazze kentinin batısındaki Eş-Şati Mülteci Kampı sakinleri ve yakınlarıyla bayramlaşmaya giden Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin ailesinden birçok kişinin bulunduğu aracı vurdu. Saldırıda 3 oğlu ve 4 torununu şehid oldu.
Bu haberi alan Haniye şöyle bir karşılık verdi...
"Allah'tan geldik Allah'a döneceğiz"
"Çocuklarının Gazze'yi terk etmediğini, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu yolunda hayatlarını feda ettiğini" söyleyen Heniye, "Çocuklarım Gazze'de kaldılar ve Gazze'yi terk etmediler. Tüm halkımız evlatlarının kanlarıyla büyük bir bedel ödüyor. Ben de onlardan biriyim. İsrail'e yıkımla, katliamla, yok etmeyle alamadığını müzakere masasında da almayacağını söylüyoruz. Oğullarımın kanı Gazze'deki şehit halkımızın kanından daha kıymetli değildir."
"Ailemin 60'a yakın ferdi savaşta şehit oldu ve onlar ve halkımız arasında hiçbir fark yok." diye konuşan Haniye, "Kayıplarımız ne kadar büyük olursa olsun, İsrail'in yaptığı şantaja boyun eğmeyeceğiz, taviz vermeyeceğiz"
Allah yolunda, Filistin ve ümmetin onuru için şehitliğe hazırız.”(İsmail Heniye)
1962’ de Şati Mülteci kampında tutsak ve zulüm dolu bir dünyaya gözlerini açan ümmetin mazlum çocuğu, 31 Temmuz 2024’te İran’ın başkenti Tahran’da misafir kaldığı konutunda suikasta uğradı ve ümmetin göz aydınlığı, iftaharı, izzetli bir lider ve davasının şerhini kanıyla yazan örnek bir mümin olarak şehadet mertebesine erişti...
O şehid oldu; milyarlar azmine, mücadelesine, fedakârlığına, cesaretine, davasının haklılığına ve şehadetine şahit...