Değerli okurlar!
Bizzat savaşın içinde savaş şartlarında çalışan gazetecilerin nelere şahit olduklarını ve işgalci israilin zulmünü nasıl yaşadıklarını, kendilerinden dinlemek için yapılan kısa anlatımları nazarınıza veriyoruz. Bu vesileyle yaşamadığımız ama anlatmaya çalıştığımız bu davanın basın boyutunda yaşananların saha gerçekliğine uygun olduğunu dile getirmek istedik. Dökülen kanlar ve verilen canlar, özgür bir Filistin için tarih yazmaktadır. Bu tablonun arkasında özgürlüğün nefesini duyuyoruz inş.
Röportajı yapan: Mücahide Kaçar
1. Saed Abu Nebhan (Röportajdan bir süre sonra şehid edildi.)
Ben Gazze Şeridi'nden gazeteci Saed Abu Nebhan.
2017 yılından beri gazetecilik alanında çalışıyorum. Bu alandaki çalışmalarıma başladığımdan beri birçok durum ve olayla karşılaştım. Özellikle Gazze sınırında düzenlenen göç yürüyüşlerinde ve 7 Ekim 2023 öncesindeki Gazze'deki gerginliklerde çeşitli ihlallere ve yaralanmalara maruz kaldım. Ayrıca, 18 Kasım 2023'te Gazze'deki savaş sırasında şehrin içinde savaşı takip ederken yaralandım. Şükürler olsun ki bu yaralanma orta düzeydeydi. Ailemle birlikte, yaşadığımız yer olan Nuseyrat Mülteci Kampı'nın kuzeyinden Deyr el-Belah şehrine göç ettik. Ancak, Gazze'nin tüm dünyaya ve Arap halklarına bir ışık olacağı ve asla sönmeyeceği mesajını iletmek için sahada kalmaya devam ettim.
Gazetecilik çalışmalarımı sürdürdüm. 20 Haziran 2024 tarihinde Nuseyrat'ın kuzeyindeki olayları takip etmek için yola çıktığımda, evimin hedef alındığını ve tamamen yok olduğunu gördüğümde büyük bir şok yaşadım. Gözyaşları içinde "Hayallerim gitti!" diye haykırdım. O sırada gazetecilik ekipmanlarımı da kaybettim. Ancak Allah’a şükür ailem iyiydi, biz de iyiydik.
Birkaç gün sonra, Nuseyrat’ın kuzeyindeki yeni kampta ben ve gazeteci ekipleri doğrudan hedef alındık ve vücudumun çeşitli yerlerine şarapnel isabet etti. Bu yaralanmanın etkilerini hâlâ yaşıyorum. Buna rağmen hâlâ işimin başındayım ve gerçekleri aktarmaya ve olayları dünyaya duyurmaya devam edeceğim.
2. Mu’men Nassar
Yaş: 23
Gazze savaşını takip eden bir gazeteci olarak, yaşadığım en kötü ânı asla unutamam. Henüz bombalanmış bir mahalleye ulaştığımda, gördüğüm yıkım tarif edilemezdi. Evler enkaz yığınlarına dönüşmüş, enkaz altında mahsur kalanların zayıf sesleri zar zor duyuluyordu. Ambulans ve sivil savunma ekipleriyle birlikte çıplak ellerle kurtarılabilecek kişilere yardım etmeye çalışıyorduk.
O anda, enkaz altından çıkarılan küçük bir kız çocuğunu gördüm. Vücudu tamamen paramparçaydı, ama hayattaydı. Annesini arıyordu. Ona annesinin enkazın altında olduğunu söylediklerinde, yürek burkan bir şekilde ağlamaya başladı. Ancak asla unutamayacağım an, ağlamasının birden kesildiği andı. Bu, sakinleştiği için değil, bir sağlık görevlisinin ellerinde hayatını kaybettiği içindi.
Orada durdum, elimde kamera vardı, ama deklanşöre basamadım. O an, bu sahneyi belgeleyerek insanlığa ihanet ettiğimi hissettim, çünkü hiçbir şey yapamıyordum.
Hâlâ o küçük kızın çığlıkları rüyalarımda yankılanıyor. Sanki bana, kelimelerin ve görüntülerin bu kadar acı ve ölüm karşısında yeterli olmadığını hatırlatıyor.
3. İbrahim Yusuf
Yaş: 27
Meslek: Acil Servis ve Travma Hemşiresi, Şehitler El-Aksa Hastanesi
7 Ekim’de başlayan savaştan bu yana görevimin başındayım. Artan tehlikelere ve her geçen gün zorlaşan koşullara rağmen, halkıma hizmet etmekten bir gün bile geri durmadım. Her gün karşılaştığımız ağır olaylara, çocukların, kadınların ve erkeklerin parçalanmış bedenlerine rağmen, ailemden uzak kalarak halkıma ve Allah’a hizmet etmek için mücadele ediyorum. Bu, Allah’ın rızasını kazanmak ve halkımın acısını bir nebze olsun dindirmek için verdiğim bir mücadele.
Savaşın başlangıcından bugüne kadar yaşadığım korkunç sahneler zihnimden silinmiyor. Uyurken bile bu dehşet verici görüntüler zihnimi kemiriyor ve sürekli kabuslar görüyorum. Bir yıldır doğru düzgün uyuyamadım; sürekli yorgun ve bitkin hissediyorum, ama gerçekten dinlenmeye ihtiyacım var. Özellikle çocukların gözlerimin önünde parçalandığını görmek artık dayanılmaz bir hâl aldı. Bu durum beni hissizleştirdi, duygularımı köreltti ve bu hissizliğin gelecekte üzerimde nasıl bir etkisi olacağını bilemiyorum.
Ne olduğunu tam olarak anlayamıyorum, ancak Allah’ın rızası için, vicdanım ve halkım için elimden geleni yaptığımdan eminim. Her şeye rağmen, Allah’a şükrediyorum.
4. Abdelrahman Magdy Daraji
Yaş: 24
Yer: Gazze Şeridi
Meslek: Kudüs Açık Üniversitesi Gazze Şubesi’nde İletişim Fakültesi öğrencisi
7 Ekim’de başlayan israilin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları nedeniyle eğitim hayatım durdu. Üniversitede yeni bir dijital medya uzmanlığı alanında eğitimimi tamamlamak için bir yılım kalmıştı. Aynı zamanda fotoğrafçılık yapıyorum ve 2023-2024 yılları arasındaki savaşta Gazze’deki insani yardım çalışmaları üzerine yoğunlaştım. Amacım, insanların yaşadığı acıları dünyaya duyurmak oldu. Kuzey Gazze’den güneye zorunlu göç nedeniyle insanların sıkıntıları büyük ölçüde arttı.
Ben, aslında Gazze Şeridi’nin güneyinde, özellikle Refah şehrinde yaşıyorum. Refah, Gazze’nin hem kuzeyinden hem de güneyinden gelen göçmenlerin büyük çoğunluğunu barındırıyordu. Özellikle Han Yunus’tan gelenler için acil yardım ve destek sağlayan kurumlarla birlikte çalıştım. israilin sivillerin evlerine yönelik hava saldırılarını belgeleyip, bu olayları yayınlayarak işlenen suçları dünyaya göstermeye çalıştım.
Durum, israil ordusunun Refah’a kara operasyonları düzenlemesiyle daha da kötüleşti. Savaşın bu karanlık günlerinde halkımın yaşadığı zorlukları belgelemek ve seslerini duyurmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya devam ettim.
5. Anis Muhammed el-Kahlut
Savaş öncesinde hayatım normal bir şekilde ilerliyordu; alüminyum ustası olarak çalışıyor ve istikrarlı bir yaşam sürüyordum. Ancak savaş patlak verdikten sonra atölyeler yıkıldı ve kariyerimi değiştirmek zorunda kaldım. Halkımızın Gazze'deki acılarını fotoğraflar ve raporlarla sosyal medya üzerinden paylaşarak olayları aktarmaya başladım.
Geleneksel bir gazeteci olmamama rağmen, sahadaki gazetecilerle aynı şartlarda çalışıyordum ve bombardıman tehlikesi ve tehditlere rağmen görevimi yerine getiriyordum. Mesajımın yalnızca haber aktarmaktan ibaret olmadığını hissediyordum; dünyaya gerçeği ulaştırmaya çalışıyordum.
Bir süre bu alanda çalıştıktan sonra, karşılaştığım zorluklar ve sürekli baskılar nedeniyle bu yoldan çekilmeye karar verdim. Ancak bu deneyim hayatımın ve hafızamın bir parçası olarak kalacak.
6. Bilal Muhammed Musa
Ben, gazeteci Bilal Muhammed Musa, Gazze Şeridi'nden, özellikle de Refah şehrindenim. 2015 yılından bu yana gönüllü olarak gazetecilik yapıyorum ve hâlâ bu alanda çalışmaya devam ediyorum.
Bu işe gönüllü olarak devam etme kararlılığımı artıran en büyük etken, halkımın savaşın acıları, işgalcinin zulmü ve her savaşta karşılaşılan dehşet verici manzaralar oldu. Bu savaşların en şiddetlisi, 7 Ekim 2023'te başlayan savaştı. Bu savaş sırasında yaptığım haberler nedeniyle birçok ihlale maruz kaldım; bunların en önemlisi, evimin İsrail işgali tarafından hedef alınması ve birden fazla kez ölümle burun buruna gelmemdi.
Gazetecilik yolculuğumda yaşadığım en zor an, kardeşim İman’ın işgal güçleri tarafından şehit edilmesi haberini aktarmak oldu. Bunun ardından, ertesi gün eşiyle birlikte şehit edildiğini ve birçok akrabam ile arkadaşımın da hayatını kaybettiğini öğrendim. Ayrıca sosyal medya platformlarında da ağır ihlallere maruz kaldım; gerçekleri dünyaya aktarmamı engellemek için sayfalarımın çoğu kapatıldı.
Dünyaya mesajım şudur: Gazze'de, halkımın katlanmak zorunda kaldığı acılar, yetersiz imkânlar, öldürme, yıkım, zorla göç ettirme ve ailemin yerinden edilerek mülteci kamplarına sığınmak zorunda kalması gibi zorluklara rağmen, bu zulmü durmaksızın dünyaya anlatmaya devam ediyorum. Sürekli artan gıda ve sağlık hizmeti yetersizliği gibi sıkıntılara rağmen, bu savaşın vahşetini ve onlarca yıldır çektiğimiz zulmü insanlığa göstermeyi sürdürüyorum.
7. Abdullah Muhammed El-Abid
Ben gazeteci Abdullah Muhammed El-Abid. 2013 yılından bu yana birçok basın kuruluşuyla çalıştım ve Gazze Şeridi'nde ardı ardına yaşanan olayları ve savaşları takip ettim. Son olarak, 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden savaşı izledim.
Bu savaş, israil işgalinin, aşırıcı hükümetinin ve sadist ordusunun gerçek yüzünü gözler önüne serdi; halkımızın parçalanmış bedenleri üzerinden zevk alıyorlar. Bu savaş, biz gazeteciler için de son derece zorluydu; görevlerini yaparken 192 gazeteci şehit oldu.
Bu lanetli savaş sırasında yaşadığımız birçok unutulmaz an var. Özellikle Kasım 2023’ün sonunda yaşadığım bir olayı hiç unutamıyorum. O sırada bir haber kanalında muhabir olarak çalışıyordum ve Gazze Şeridi’nin kuzeyinde, savaşın en sıcak bölgesinde, Endonezya Hastanesi'ni üs olarak kullanarak gelişmeleri takip ediyorduk.
Bir sabah, meslektaşlarım Mahmud Ebu Selame, Abbud ve Muhammed Ebu Arap (Allah esaretini sona erdirsin) ile birlikte, hastanenin güney kapısından Tel el-Zaatar bölgesinde gece boyunca yaşanan yoğun bombardımanı görüntülemek için çıktık. Daha birkaç metre ilerlemiştik ki uçaklar yoğun bir ateş hattı başlattı. Patlamalar adeta ayaklarımızın altından çıkıyordu. Hemen hastaneye dönmeye çalıştık. Bu sırada Mahmud Ebu Selame hafif yaralandı. Allah bizi korudu ve o gün ölümden kıl payı kurtularak yeni bir yaşama yazıldık.
Bu anı asla unutamam, çünkü ölümü etrafımda hissettim. Bu olay bana hayatın ne kadar değersiz olduğunu ve sayısız ders öğretti.
Bu, Aksa Tufanı başladığından bu yana zihinlerimizde yer eden sayısız olaydan yalnızca küçük bir parça.
Saygılarımla...
8. Mazen Al-Bureym
Gazze’deki saha çalışmalarımın birinde, hayatım boyunca unutamayacağım bir manzarayla karşılaştım. Şiddetli bir bombardıman sırasında bir mahalleye isabet eden saldırının ardından çocukların çığlıkları ve annelerin dehşete düşmüş yüzleri arasında duruyordum. Enkazın arasında, okul çantasını taşıyan bir çocuğu gördüm; defterlerini enkazın arasında arıyordu. O an, bu halkın yaşadığı acının derinliğini fark ettim. Buna rağmen, gözlerinde bir umut ışığı gördüm. Bir fotoğrafçı ve gazeteci olarak, bu görüntüyü dünyaya taşımanın sorumluluğunu derinden hissettim; Gazze’nin hikâyesini anlatmak, insanlığını ve yaralarına rağmen gösterdiği direnci vurgulamak için.
Bu olay, meslek hayatımda bir dönüm noktası oldu. Sesini duyuramayanların sesi olma sözü verdim.
-----------------------
-Ortak alanda yeni klasör içimde bu 7 gazetecinin adlarıyla dosya içinde resimleri var ordan alabilirsin.