بسم الله و الصلاة و السلام علي رسول الله و علي آله وصحبه و من والاه و بعد:
Dostlarım!
Bu ayki yazım, İnşirah suresinin 7. ve 8. ayetlerin tefsiri hakkındadır. Allah Teâlâ buyuruyor ki:
“O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul. Ve yalnız rabbine yönel.” (İnşirah, 7-8 )
Oldukça muhtasar ve değişik şekillerde açıklanmaya elverişli olan “O halde önemli bir işi bitirince diğerine koyul” meâlindeki 7. âyetle ilgili olarak çok farklı yorumlar yapılmıştır (Meselâ bk. Taberî, XXX, 152; Râzî, XXXII, 7).
Bize göre İbn Âşûr’un, âyeti herhangi bir özel iş ve ibadetle sınırlamadan, “Önemli işlerden birini tamamlayınca ardından başka bir işe yönel ki böylece bütün vakitlerini önemli işlerle değerlendirmiş olasın” şeklindeki açıklaması isabetli görünmektedir (XXX, 416-417).
Bu yoruma göre âyette Resûlullah’a ve onun şahsında Müslümanlara bütün vakitlerini hayırlı ve yararlı faaliyetlerle değerlendirmeleri, ibadet, dua, tebliğ ve irşad gibi dinî faaliyetlerin de; çalışma, üretme, öğrenme-öğretme, yardımlaşma ve dayanışma gibi dünyevî faaliyetlerin de hakkını vermeleri istenilmiştir. Son âyette ise kişinin, gerek çalışmasında gerekse ibadetinde yalnız Allah’a yönelmesi, her işini öncelikle O’nun rızasını gözeterek yapması, ne diliyorsa O’ndan dilemesi, ne istiyorsa O’ndan istemesi emredilmiştir.(Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:643-644)
Zamahşeri, (Allah, rahmet etsin) "O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul." ayetini şöyle tefsir etmiştir: "Şayet “Öyleyse, boş kaldın mı bir başka işe giriş” âyeti, öncesiyle nasıl bir ilgi bağı oluşturmaktadır?” dersen şöyle derim: Allah Teâlâ, Hz. Peygamber’e olan geçmiş nimetlerini ve yakın gelecekteki vaatlerini bir bir sayınca onu şükretmeye, ibadet konusunda gayretkeşliğe ve yorulmaya, o ibadetleri birbirine ekleyip bitiştirmeye ve ibadet vakitlerinden hiçbir vakti boş geçirmeme noktasında tutkulu olmaya motive etmiştir. Nitekim Hz. Peygamber bir ibadeti bitirince, hemen arkasından bir diğerini eklermiş.
İbn ‘Abbas’ın bu âyeti: “Namazı bitirince duaya yoğunlaş!”; Hasan-ı Basrî’nin: “Savaşı bitirince ibadete yoğunlaş!” ve Mücahid’inse: “Dünyevi işleri bitirince namaza dur!” şeklinde yorumladıkları rivayet edilmiştir.
Rivayete göre; Şa‘bî havaya taş atan bir adamı görmüş de ona: “Bu, iş bitiren kişinin emredildiği bir şey değil (iş gören kişinin bu tür boş işlerle uğraşması yakışık olmaz!)” Kişinin herhangi bir uğraş vermeksizin boş boş oturması veya dini ve dünyası konusunda kendisine gerekli olmayan mâlâyânî şeylerle meşgul olması, onun sığ görüşlü, zayıf akıllı ve gaflet içinde oluşundandır!” dediği rivayet edilmiştir.
Hz. Ömer (radiyallahu anh) kesin bir dille şöyle demiştir: “Ben gerçekten sizden birinizin ne herhangi bir dünya ne de bir âhiret işinde yer almaksızın; işsiz güçsüz, aylak aylak, boş boş dolaşmasını hoş görmem!”
وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ
Rağbetini sırf O’na özgü kıl ve O’na tevekkül ederek, O’nun lütfundan başka bir şey isteme! Fe-rağğib şeklinde de okunmuş olup; “İnsanları O’nun nezdindeki şeyleri istemeye teşvik et!” anlamına gelir.
Hz. Peygamber’den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den nakledilmiştir ki: “Her kim Elem Neşrah sûresini okursa sanki o, bana kederli olduğum bir hâlde gelip kederimi gidermiş gibi olur.” (Keşşaf)
Dostlarım!
Dünya, teklif, vazife ve imtihan diyarıdır. Her nefesin ve her dakikasının hesabı sorulur. Yapılması gereken iş çok, zaman azdır. Ömür kısadır. Hiç kimsenin boşuna zaman tüketmenin lüksü yoktur. Herkes bir işi bitirince diğer gerekli bir işe başlaması lazımdır.
Büyüklerimiz şöyle buyurmuşlardır: عليك بالحركة غير السكون. "Sen sürekli boş durarak değil, hareket içinde olmalısın."
Boş duranlar, mutlaka bazı görevlerini ihmal ederek boş durabiliyorlar. Ki bu da hem dünya hem ahiretin hüsranıdır. Aksi takdirde boş durmanın imkânı yoktur.
İslami görev ve vecibelerinin bir kısmı örnek olarak şunlardır:
- Taklidi İmandan tahkiki imana varmak.
- Taklidi ilimden tahkiki ilme yükselmek.
- Salih amelde ihsan derecesine varmak.
- Maddi cihattan manevi cihada yürümek.
- Marufu emretmek münkerden sakındırmak.
- Zalimin zulmüne karşı çıkmak mazlum ve mağdurlara sahiplik etmek.
- Fakir ve muhtaçlara yardım etmek.
- İslam'ı bidatçilere karşı korumak.
- Yüce İslam'a ait olmayan cahili ve küfre ait ahlak ve adetler ile mücadele etmek.
- Bilenlerden ders almak bilmeyenlere ders vermek.
- Müslümanlarının birliğini sağlamaya çalışmak.
- Ana-babanın saygı ve ikramında kusur etmemeye çalışmak.
- Akrabalarının sıla-ı rahmını korumak, maddi manevi onlara yardımcı ve destek olmak.
Ve bunlara benzer daha bir çok farz-ı ayn ve farz-ı kifayeler vardır. Hepsini hakkıyla yerine getirenlere zaman yetebilir mi?!! Boş zamanı olması mümkün mü? Allah Teala bize geniş ve bol zaman ihsan etsin ve bizi, tembel, zamanı boş geçirenlerden eylemesin.
آمين و سلام علي المرسلين و الحمد لله رب العالمين.