İnzar Dergisi-Mine Turhan
Bismillah...
Birçok analistin toplum üzerine yaptığı analiz ve tespitlerinde vardığı son nokta: Aile toplumun nüvesidir. Yani toplumun özünde barındırdığı tüm gelişim değişim özelliklerin özü, aile içinde verilen eğitimle paraleldir. Bu bağlamda toplum içerisinde olması gereken veya olmaması gereken özellikler revaç bulduğunda öncelikle toplumun genel aile yapısı incelenmelidir.
Toplumun mihenk taşı olan aile içerisinde anne, baba ve çocukların her birinin eğitimi ayrı ayrı önem arz eder. Eğitim denince her ne kadar akla çocuklar gelse de ebeveynlerin de eğitimli ve bilinçli olmaları elzemdir. Burada iç geçirdiğimiz bir husus, çocuklara eğitim veren kurumlar olduğu gibi ebeveynlere eğitim veren kurumların da olmasıdır. Zira ebeveynler toplumun ana hatlarını oluşturacak fertleri kendi elleriyle yetiştiriyorlar. Çerçeveye dışarıdan bakıldığı zaman aile içinde çocuk yetiştirmenin toplumsal, hatta küresel bazda ne kadar ciddi bir meslek ve vazife olduğu aşikardır.
Çocuk yürümeyi, konuşmayı, beslenmeyi, kişisel ihtiyaçlarını gidermeyi, cinsiyet, kişilik ve yetenekleri konusunda kendisini geliştirmeyi, bünyesinde barındırdığı yetenekleri keşfetmeyi, doğru ve yanlışı ayırt edebilmeyi, dini aidiyeti ve buna benzer örneklerini artırabileceğimiz birçok başlıkları aile ortamında küçük yaşlarda keşfeder, öğrenir ve hayatının kalanında bunları geliştirir. Bu bağlamda kendi evladından şikâyetçi olan bir ebeveynin öncelikle kendi ebeveynliğini sorgulaması, ciddi manada nerede hata yaptığını araştırması gerekir. Burada maksadımız suçu bütünüyle ebeveynlere atmak değil elbette. Fakat herkesin bildiği bir gerçek var ki; kişi daima ektiğini biçer. Bu noktada bir çiftçi ektiği tohumun zıddında bir meyve elde etmez. Ancak tohumun çürük çıkması mümkündür ve bu durum çiftçiyi maharetsiz kılmaz. Bu durum ileride ekeceği ekinler için bir tecrübe ve tedbir olarak kendisine geri döner.
Tıpkı toprağa attığı tohumdan verim elde etmek isteyen çiftçi gibi ebeveynler de topluma ektikleri evlat tohumlarından verim elde edebilmeyi kuşkusuz dilemektedir. Hepimizin malumudur ki sadece istemek yeterli değil. Yukarıda da değindiğimiz gibi çocuk eğitimi öncelikle anne-babanın eğitiminden geçer. Eğer anne-baba eğitimsizse çocuklarına verebileceği herhangi bir tecrübe ve bilgi yoktur.
Halihazırda aile içi eğitimin ihtiyaç olduğunu idrak ettiğimiz bu durumda anne babalara ve çocuklara birtakım roller düşmektedir. Aile içinde her bireyin şunu bilmesi gerekir. Ailede görev alan yalnızca anne-baba değildir. Her bir birey kendi kişisel özelliğine göre ev içerisinde görevler almalı kendisinde barındırdığı yetenek ve özelliklerini olumlu manada yine aile içerisinde geliştirebilecek ortamı olmalıdır. Kişinin bünyesinde barındırdığı olumlu veya olumsuz özellikleri nötrleme, terbiye etme, geliştirme, ortadan kaldırma, daha da güzelleştirme gibi onarım ve gelişim süreçlerinin tamamını aile içerisinde yaşamalıdır. Bunun oluşabilmesi için öncelikle ebeveynlere birtakım görevler düşmektedir.
Çocukların gelişim sürecinde ebeveynlerin yapabileceği bazı önerilere yer verelim:
- Çocuklara eğitim bazında birtakım uygulamalar yapmadan önce anne babanın birbiri ile olan ilişkileri çocuk için uygulamalı bir eğitimdir. Annenin ve babanın birbirlerine olan saygısı, diyalogları, davranışları çocuklar için söylenenden, yazılandan daha iyi bir eğitim aracıdır.
- Küçük yaşlardan itibaren çocuğun ev içerisinde kendisini ifade etmesine izin verilmelidir. Çocuk, küçük veya büyük olsun anlattığı hadise ebeveyn tarafından biliniyor olsa bile bu hadisenin tane tane dinlenmesi çocuğun aşağılanmaması küçük görülmemesi herhangi bir fikir veya duygusundan ötürü baskıya maruz kalmaması gerekir. Bunun aksi olduğu durumlarda çocuk ev içerisinde atamadığı bu duygu ve düşüncelerini dışarıya yansıtma ihtiyacı duyacak ve bu şekilde parça parça aileden kopmaya başlayacaktır.
- Çocuklara günlük hayatlarında seçme hakkı verilmelidir. Örneğin, bir çocuk ne renk veya hangi kıyafeti giymek istiyorsa edep çerçevesinde bunu izin verilmelidir.
- Ebeveynlerin, çocuklarının yaşadığı çağdan haberdar olması gerekir. Ebeveyn çağın getirdiği tehlikelerden çocukların tehdidi altında bulunduğu fikir akımlarından haberdar olmalıdır. Hiçbir ebeveyn unutmamalı ki çocuğunda gördüğü olumsuzlukları eleştirerek çocuğu eğitmek veya onu doğru yönlendirmek mümkün değildir. Bu durumda yukarıda bahsettiğimiz gibi çocuğun yaşadığı zamanın şartlarına ebeveyn hâkim olmalıdır.
- Çocuklara bedenlerini korumak öğretilmelidir. Küçük yaşlardan itibaren anne veya baba dahi olsa çocuğun bedenine çocuk istemeden dokunulmaması gerektiğini çocuk bilmelidir. Bu noktada “hayır” demenin yanlış bir şey olmadığını, bazı durumlarda kendisini savunma amacıyla sesini yükseltmenin ayıp olmadığını çocuk bilmeli ve bunu idrak etmelidir.
- Özellikle günümüz ebeveynlerinin bir sorunu olan ‘biz yapamadık, çocuklarımız yapsın’ mantığı, gençlik evresindeki çocukları ciddi manada serbestliklere ulaştırıp tehlikelere açık hale getirmiştir. Burada bir ebeveyn, geçmişe dönüp kendi ebeveynlerinin ona uyguladığı muamelenin karşılığı olarak çocuğunu eğitimsiz ve başıboş bırakmamalıdır.
- Beslenme ve sağlıklı yaşam konusunda çocuklar yönlendirildiği gibi anne-babalar da bu noktada dikkatli olmalıdır. Şu unutulmamalıdır ki sağlıklı ve sporla yaşayan insanlar, toplumun geneline göre daha özgüvenli ve daha verimli bireylerdir. Tüm bunların aile bireylerinin tamamı tarafından uygulanması gerçekleştirilmesi verimli ve faydalı olacaktır.
- Özel bir madde olarak kız evladı olan tüm babaların, kız çocuklarıyla samimi bir diyalogda olmaları gerektiğini söyleyelim. Kız çocuğu kendi evinde sevildiğini hissetmeli, gölgesinde duracağı bir babasının olduğunu duymakla birlikte bunu yaşamalıdır. Halihazırda duygu yoğunluğu yaşayan bu insan türünün, bu duyguları öncelikle babasında hayat bulmalıdır…
Konu üzerinde elbette örnekler çoğaltılabilir. Ancak bilinmesi gereken en önemli konu kişinin kız veya erkek fark etmeksizin çocuğuyla arasına mesafe koymamasıdır. Toplumun genelinde yaygın olan baba ile her şeyi konuşulmaz, anneye her şeyi anlatılmaz mantığı maalesef ki çocukları dışarıya yönlendirmektedir. Aile, birbirine şeffaf olduğu müddetçe ayakta kalabilir. Aksi takdirde o ev manen bir harabeye döner ve herhangi bir restorandan ve otelden öteye geçilmez.
Mine Turhan