Allah'a hamd ederiz.
Bilginin küllüne ve künhüne sahip Âlim olan Allah’a hamdolsun. Ümmetini Kitap ve Sünnet önderliğinde eğitip öğretip yetiştiren, muallimlerin en büyüğü Muhammed Mustafa’ya salat, güzide sahabesine ve ehl-i beytine selam olsun.
Bismillahirrahmanirrahim
“… Şüphesiz onlar, Rablerine iman etmiş gençlerdi. Biz de onların hidayetini artırdık. Onların kalplerini (sabır ve metanetle) metin kıldık. (Zalim hükümdara karşı) hani ayağa kalktılar ve dediler ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına asla ilah olarak yalvarmayız. Aksi halde hakikaten saçma sapan konuşmuş oluruz.” (Kehf: 13–14)
Eğitim ve öğretim döneminin başında olduğumuz bu günlerde, genç kardeşlerimize geçen yıl yaptığımız gibi bu dönem de bazı tavsiyeler ve nasihatler yapmaya devam edeceğiz.
Siz gençler için en güzel örnek olan Hz. İsmail (aleyhisselam)’ı örnek almanızı, Rabbinizin emirlerine teslim olacağınızı ve göstereceğiniz teslimiyet, Allah (celle celaluhu) için kurban olmayı bile gerektirirse; “Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” deyip boynunuzu kurban olmak üzere uzatacağınızı umuyor ve her birinizin Hz. İsmail yolunda olmanızı Rabbimizden niyaz ediyoruz.
Okulların ve özellikle de üniversitelerin ortamının nasıl olduğunu biliyoruz. Oradaki manzarayı tasavvur etmek bile belki caiz olmayacaktır. Buna rağmen siz genç kardeşlerimiz, Allah (celle celaluhu)’ın muhafazası ve İslam oluşumun murakabesi ve himayesi ile bütün o kötülüklerden kendinizi muhafaza edecek, o ortamların şerrinden korunacak ve hatta Rabbinizi razı edecek faaliyetlerde bulunup şeytanın ve taifesinin bütün hesaplarını, hile ve desiselerini boşa çıkaracaksınız. “İmtihan ne kadar zor olsa mükâfatı da o kadar büyük olur” İslami düsturu, kendinize kılavuz edininiz. En zor ve sıkıntılı olan ortam ve şartları, büyük sevapları devşireceğiniz alanlara dönüştürmeye çalışınız.
Allah (celle celaluhu)’ın sizi gözettiğini, yaptıklarınızı gördüğünü, meleklerin de yaptıklarınızı kaydettiğini ve bütün bu yaptıklarınızdan hesaba çekilip cezalandırılacağınızı unutmamanız gerekir. Siz kardeşleri,her türlü kötülükten koruyup muhafaza edecek olanın sağlam akide ve inancınız olması lazım. Bu inancınız, münkerata karşı koruyucu zırhınızolacaktır. Bu sağlam akideye sahip olan bir genç, en kötü ortamlarda dahi, kendini muhafaza edecek ve kötülüklere asla prim vermeyecektir. İmanınızı, salih amellerle, İslami yükümlülüklerinizi eda etmekle güçlendirmenizi, İslam’a ve Müslümanlara hizmet ile pekiştirmeniziözellikle tavsiye ederiz.
Oraya okumak ve eğitim ortamından istifade etmek için gittiğinizi unutmamalısınız. Bu ülkenin eğitim kurumlarının içinde bulunmuş olduğu kötü ortamla beraber, orada istifade edilecek birçok bilgi ve becerinin olduğu ve bunların elde edilebileceği de bilinmelidir. Zaten buna inandığınız için oralara kadar gitmiş ve birçok masrafa katlanmışsınızdır. Kardeşlerimiz, bulundukları sınıflarda ve anfilerde başarılarıyla, çalışkanlıklarıyla, güzel ahlaklarıyla ve örnek şahsiyetleriyle göz doldurmalı, parmakla gösterilenlerden olmalıdırlar. Bulundukları ortamlarda İslam’ın birer nuru ve kandili olmalıdırlar. Bu isteğimiz, Rabbimize olan niyazımızdır.
Her gün namazlarımızı kılıp tesbihatımızı da yaptıktan sonra ellerimizi açıp Rabbimize: “… Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş/cehennem azabından koru!”(Bakara: 201) diyerek Rabbimize yalvarır ve niyazda bulunuruz. İşte dünyadaki iyiliğimizin bir parçası da siz genç kardeşlerimizin eğitim kurumlarında öğrenmiş olduğu fenni ilimlerdir. Her derse girdiğinizde, öğretmeni dinlediğinizde ve okulda öğrendiğinizi gelip evde mütalaa ettiğinizde, hep şunu gönlünüzde geçirip niyetinizi halis kılınız ve deyiniz ki; “Rabbim! Bu ilmi senin rızanı elde etmek, dinine yardımcı olmak ve Müslüman halka hizmet etmek için tahsil ediyorum. Bana zihin açıklığı ver, niyetimde halis kıl, İslami çizgi üzeri muhafaza et, gönlümü iman üzeri sabit kıl, ayaklarımı kaydırma, üzerime sabır yağdır ve inayetini benden esirgeme!” Tabi aynı zamanda bu söyledikleriniz Rabbinize olan bir ahdinizdir. Bu ahde bağlı kaldığınız sürece, haramdan korunduğunuz müddetçe Allah (celle celaluhu)’ın lütfuyla her geçirdiğiniz dakika ve saat, amel defterlerinize sevap olarak geçecektir. Hatta bu inanca sahip olduktan sonra geçirdiğiniz uyku, yemek ve diğer ihtiyaçlarınız dahi, sevap olarak amel defterlerinize kaydedilecektir.
Eğitimin en verimli olarak elde edildiği dönemi yaşamaktasınız. Bu yaş döneminde eğitim olarak elde edeceğiniz başarıyı, sonraki dönemlerdeelde etmek mümkün olmamaktadır. Onun için hayatınızın bu dönemini ganimet bilip en verimli ve başarılı bir şekilde değerlendirmeye çalışın. Zamanınızı boşa harcamayın ve heder etmeyin. Bütün yaşadığımız dakikalardan sorulacağımızı asla unutmamalıyız.
Okullarda öğrenmiş olduğunuz müspet ilimlerle beraber İslami ilimlere de ciddi mesai harcamanızı ve bu konuda mükemmel bir alt yapı oluşturmanızı sürekli vurguluyor ve hatırlatıyoruz. Her kardeşimiz okul derslerinin yanı sıra İslami eğitimiyle ilgili günlük program çıkarmalı. Bol bol İslami kitapları okuyacaksınız. Yine bu yaş ve süreçte okuma fırsatını başka dönemde bulamayabilirsiniz. İnşallah Rabbim sizleri muvaffak edecek ve bütün bu güzelliklerle donatacaktır.
Gerek İslami gerekse de müspet ilimlerde mesafe katedenkardeşlerimiz, öğrendiklerini kardeşlerine öğreteceklerdir. Hem öğrenen hem de öğreten olmanın büyük payesine sahip olmaya gayret edin. Bu durumda, İslam ümmeti içinde en üstün payeye sahip olanlardan olursunuz.
Her nerede olursanız olun, İslami sorumluluklarınızın olduğunu hatırınızdan çıkarmayın. Rabbimiz Müslümanları tanımlayıp özelliklerini zikrederken; “Mü’min erkekler ve Mü’min kadınlar birbirlerinin velileri/dostlarıdırlar. İyiliği emrederler, kötülükten alıkoyarlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah merhamet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür, hâkimdir “ (Tevbe: 71)
İnsanlara iyiliği emredip kötülüklerden alıkoymak, Müslüman olarak öncelikli görevlerimizdendir. Davet ortamını oluşturunuz ve toplumu çepeçevre kuşatan kötülükleri izale etmek için yoğun bir çaba içinde olunuz. Toplumu çepeçevre saran münkerat ve masiyet tablosu asla sizi ürkütmemeli ve moralinizi bozmamalıdır. Yeter ki imanla, ihlasla ve takva ile Rabbinize yönelin, O’nun rızasını dileyip O’ndan yardım dileyin. En çıkmaz görülen ve aşılmaz sanılan engellerin birer birer aşıldığı görülecek ve Rabbimizin önümüze selametli yollar açtığına şahit olacaksınız. Toplumu saran bu kara bulutlar geçicidir. Bütün yoğunluklarınıza rağmen Allah’ın izniyle, İslam’a ve Müslümanlara hizmet sürdürülüp bu yoldaçaba sarf edildikçe ve mesafeler katedildikçe, İslam’ın güneşi toplumu aydınlatacaktır. Bunun için de ciddi bir çaba içinde olmamız, her şart ve ortamda İslam’ın sınırını muhafaza edip helal ve haram konusunda dikkatli olmamız gerekir.
Güzel kardeşler, sevgili gençler!
Tarih boyunca Peygamberlerin davetine ilk koşanlar, onların etrafında pervaneler gibi dönenler, bedenlerini onlara siper edenler ve İslam davası yolunda öncü olanlar hep gençler olmuştur. Tıpkı Filistin’de tarih yazan gençler gibi… Bugün de İslami mücadelenin olduğu bütün bölgelerde küfrün belini kıranlar yine ağırlıklı olarak gençler olmuştur. Unutmayınız ki perişan halde olan ve kıyımlardan geçirilen İslam ümmetinin yegâneumudu siz gençlersiniz. Allah (celle celaluhu)’ın lütfuyla İslam sancağını yükseklere çıkaracak; küfür, tuğyan ve münkeratı ayaklar altına alıp İslam’ın hâkimiyetini sağlama yolunda örnek bir mücadele sergileyecek olanlar yine siz gençlersiniz. Siz gençlerle ilgili düşünce ve kanaatimiz bu istikamettedir. Umudumuzu boşa çıkarmayacağınıza inanıyoruz.
Genel olarak toplumumuzun, İslami noktada istediğimiz seviyede olmadığı hepimizin malumudur. Ailelerinize, insanlarımıza merhametle ve sabırla yönelmenizi, onlara İslami bilinci verip İslami hayata yönlendirmeniz için çaba sarf etmenizi istiyoruz. Bütün insanlar içinde en çok anne babamıza, kardeşlerimize, yeğenlerimize, amca, dayı, teyze, hala ve diğer yakınlarımıza şefkat göstermemiz, onlarla ilgilenip onları cennete gidecek yola yöneltmemiz gerekiyor. Eğer yakınlarımız gözlerimiz önünde cehenneme götürülecek bir ahlak, bir amel, yapı ve bir oluşum içinde iselerşahit olacağımız bu manzaranın bizleri üzeceği muhakkaktır. Bu manzarayla karşılaşmadan önce bunun hesabını yapmalı ve onları cehenneme giden yoldan çevirme gayreti içinde olmamız gerekir.
İslami yapımıza dört elle sarılıp her çalışma alanında ciddi hamleler yapmasına katkı vermeniz, birikim ve donanımınızla öncü olmanızı istiyoruz. Toplumun öncüleri siz imanlı, ihlaslı ve takva sahibi gençler oldukça, Allah’ın izniyle bu toplum hayra yönelecek, münkerattanuzaklaşacak ve toplumun üzerine huzur ve sekinet çökecektir. Sorumluluğunuzun büyük, yükünüzün ağır olduğunu unutmayınız. Dünyada İslam’a ve Müslümanlara hizmet yolunda çokça yorulunuz ki ahirette Rabbimizin müjdelediği bahtiyar kimselerden olasınız: “Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse, işte onlar, Allah’ın, kendilerine nimet verdiği peygamberler, dosdoğru olanlar, şehidler ve iyilerle beraberdirler. İşte onlar, ne güzel arkadaştırlar! (Nisa: 69)
Bu tavsiyelerimiz bütün genç olan bacı ve kardeşlerimiz içindir. İslami yükümlülük noktasında bugün genç yaşlı, erkek kadın bütün Müslümanlar büyük bir sorumluluk altındadırlar.
Rabbim, genç kardeşlerimizi her türlü kötülükten korusun, şeytan ve nefsin yönlendirmesinden muhafaza etsin, İslam’a hizmette birer önder ve örnek şahsiyetler kılsın.
Allah’a emanet olun