Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik(PDR) Hocası SUAT KOŞMAN Hocamız ile “Yeni Bir İşe Koyulmanın Tefekkürü; TATİL!” üzerine…
Kıymetli Okurlarımız,
Haziran ayı hem okulların tatili hem de yaz mevsiminin habercisidir. Dolayısıyla endişe sahibi Müslüman birey olarak bu ayın dosya konusu olan “Yeni Bir İşe Koyulmanın Tefekkürü; TATİL!” mevzusunu ele almayı uygun gördük. Tatil kavramı yaygın anlayışla mı olması gereken anlayışla mı olmalı hususunda Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik(PDR) hocası Suat Koşman hocamız ile sizler için bir röportaj gerçekleştirdik. Sizlerin adına konuyu açıklığa kavuşturacak soruları sorduk. Sizleri bu güzel röportajla başbaşa bırakıyor, iyi ve faydalı bir tatil geçirmenizi diliyoruz.
Hocam sizi tanıyabilir miyiz?
Bismillahirrahmanirrahim. İnsanın kendisi hakkında konuşması zor olsa gerek. Kısaca anlatırsak; 1987 Bingöl doğumluyum. 2011’de Gazi Osman Paşa Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Bölümünden mezun oldum. Aynı yıl Diyarbakır’da Melik Ahmet Anadolu Lisesinde çalışmaya başladım ve müteakip yıllarda Bingöl’de ve Malatya da çalışmaktayım. Evli bir kız çocuğu babasıyım.
Tatil nedir hocam; yeni bir işe koyulmak mı atalet mi?
Kadim kaynaklarımızı referans alarak konuşursak tatil, atalet değil yeni bir işe koyulmaktır. İnşirah suresinin 7. ayetinde rabbimizin buyurduğu gibi; “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.” Bizim de bir işi bitirince başka işe koyulmamız gerek. Ayrıca Üstat Bediüzzaman’dan örnek verirsek: "En bedbaht, en muzdarib, en sıkıntılı, işsiz adamdır. Zira, atâlet ademin biraderzadesidir. Sa’y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır.” Bir başka sözünde: “Yeknesaklık, tevakkuf; bir nevi ademdir, zarardır. Hareket ve tebeddül; vücuttur, hayırdır.” Gündelik hayatımızda sık kullandığımız bir deyim var “nerde hareket orada bereket vardır” sözü de üstadın söyleminin sadeleştirilmiş hali gibi.
Çalışıyor olmak vücut sağlığının yanında ruh sağlığını da olumlu manada etkiler. Sosyal hayata baktığımızda en ziyade psikolojik sorun yaşayanlar, bedeni ve zihni olarak boş duranlar arasında çıkıyor. Bir iş ile meşgul olan o işi bitince başka işe koyulan, insanlara faydalı olmaya çalışan kişinin depresyona girmeye vaktinin kalmadığını gözlemlemekteyiz. Bunu söylerken kişinin herhangi bir beyin hastalığı olsun, genetik yatkınlık olsun, bunu inkâr etmiyoruz; lakin çalışmanın, çabalamanın, insanların dertleri ile dertlenmenin beyinde anti-depresan işlevi sağladığını düşünmekteyiz. Bediüzzaman’ın da yukarıda ifade ettiği gibi hem çalışacağız hem de tembel, sıkıntılı ve sürekli şikâyet halinde olan işsiz insanlardan da uzak durmaya çalışacağız. Çünkü tembellik bulaşıcıdır.
Tatil için dayatılan yaygın anlayışın sebebi nedir?
Kapitalizm diyebiliriz. Kapitalizm, insanı bir tüketim nesnesi olarak kabul ettiği ve tüketimin zirvesi tatil zamanlarında olduğu için teşvik ediliyor. Günümüze baktığımızda bayram tatillerinin bile 9 güne çıkarılması her halde sıla-i rahimi daha iyi yapalım diye düşünülmüyor. Turizm beldelerinde oteller dolsun, insan tüketsin, piyasa dönsün düşüncesi ile yapılmaktadır. Ne yazık ki bu durum insanları maddi ve manevi yönden zor durumda bırakıyor. Herhangi bir tatil yöresine gidemeyen kendisinde bir eksiklik hissediyor. Özellikle Antalya, Bodrum, Kıbrıs, Kuşadası gibi yerlerde gidiliyorsa, birde orada bir yazlığı da varsa bir statü sebebi gibi oluyor.
Tatil anlayışımız nasıl olmalı?
Hayatımızın her aşamasında nasıl Müslümanca olunması gerekiyorsa, tatil anlayışımızda Müslümanca olması gerekir. (Müslüman birey hangi mesleği yaparsa yapsın Müslümanca düşünmeyi kenara atamaz. Meslek olarak psikolojik danışman da olsak düşüncemiz Müslümanca olmalı, ondan dolayı bu tür eleştirilere sık rastlıyoruz. ‘İşe psikolog gibi bakalım, dini katmayalım.’ Bu sözlerin bizim nazarımızda karşılığı yoktur.)
Tatiller günah işleme aracı olmamalı, anne babadan uzak geçirilen zaman dilimlerine dönüşmemeli. Sefahat ve eğlencenin hüküm sürdüğü bölgelerden mümkün mertebe kendimizi ve aile fertlerimizi uzak tutmalıyız. O bölgelerde tatil yapan kişilere imrenerek bakmamalıyız. Oralarda tatil yapmanın bir artısının olmadığını sistem tarafından dayatılan bir anlayış olduğunu hissettirmeye çalışacağız. Tatil denince aklımıza sadece deniz kenarları gelmemeli. İnsanda ulvi duygular uyandıran yüksek yerlere, kırlara da gidebiliriz. Tatili, kalabalık yerlerden ziyade, sakinlik ve sükûnun hâkim olduğu yerlerde de geçirebiliriz.
Söyledikleriniz çerçevesinde tatil bir ihtiyaç mı bir eğlence mi?
Dayatılan tatil anlayışı sadece eğlence odaklı oluyor. Lakin Müslümanca düşünen bir zihin, tatilleri fırsata çevirmeli, ihtiyaçları giderme aracı olarak görmeli meşru dairedeki keyfe kanaat etmeli; “Helal dairesi geniştir, keyfe kafidir, harama girmeye lüzum yoktur” ilkesini kendine düstur edinmeli. Normal zamanlarında yetiştiremediği işleri tatil zamanlarında yapmalı. Bize dayatılan anlayışlardan ziyade fıtratımız doğrultusunda hareket etmeliyiz. Tebdili mekânda ferahlık vardır, ancak sınırları meşru dairede olmak şartıyla.
Kimi tatil beldelerine kimi sıla-i rahim yapmaya gider ikisi de tatil olarak değerlendirilebilir mi?
Nerden baktığımıza ve tatilde ne yaptığımıza göre değişir. Kişi, zaman planlaması yaparak, kişisel tefekkürü için meşru dairede kalarak tatil yapabilir. Bu da modern zamanlarda dayatılan tatil olgusu ile değil; yeryüzünü dolaşarak, Allah’ın Kevni ayetlerini tefekkür ederek geçirmeli. İbadetten kastedilen sadece temel farz ibadetler değil. Tefekkür ibadeti, bütüncül ve sevabı çok fazla olan bir ibadettir. Dolayısıyla sakin bir ruh haliyle kâinat kitabını okuyup her bir varlığın şükrünü Allah Teala’ya sunmanın, ruhlarda oluşturacağı lezzete tatil vesilesiyle daha derinden ulaşılabilir. Burada bizim nazara vermek istediğimiz husus bu.
Eğitim ve öğretimde tatil olgusu sistemin dayatması mı ihtiyaç mı?
Eğitim-öğretim tatilin insanın fıtratına uygun olarak yapılmadığını gözlemlemekteyim. Bundan dolayı insanlar yaptıkları işten zevk almadıkları için sıkılıyorlar, bu kişiler için tatil, zamanlarını ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaları, yetenek ve ilgilerinin gelişmesine vesile olacak etkinlikler ile değerlendirilebilir. Sistemin duruma tatil demesi bizim atıl olacağımız anlamına gelmez.
Tatil anlayışında insanların dünya görüşü etkisi için ne dersiniz?
Dünya görüşü tatili değerlendirmede en önemli saik bence. Tüketim kültürünün insanlara dayatılması nedeni ile kişiler tatili bir ihtiyaç olarak görmekteler. Oysa ki kadim kültürel değerlerimizden bize tevarüs eden yaklaşımda bugünkü anlamda tatil yoktur. Bugünkü batı uygarlığının ürettiği yaşam biçimi insanlara tatili bir gereksinim olarak sunmaktadır. Çalışarak yorulduğu algısı oluşan kişi, günlerce dinlenme arası vermektedir. Bilmemiz gerekir çalışma, beyni yormaz. Yorulan bedendir, o da az bir dinlenme ile toparlanır.
Tatil algısı hakkında velilerimize neler söylemek istersiniz?
Tatil denince akla hemen deniz, kum güneş gelmemeli. Bir hocamız tatil algısını şöyle dile getirmişti. Sınıfa girdiğinde; ‘arkadaşlar bu yaz harikulade bir tatil geçirdim’ diyor ve öğrencilerin aklına hemen deniz, güneş ve kumsal geliyor. Hoca; bu yazı kütüphanede geçirdim. Öğrenciler, hocaya hayıfla bakıyorlar. Halbuki hoca, zamanını okuyarak, düşünerek ve üreterek geçirmiş. Bu örnekten yola çıkarak dayatılan tatil anlayışını ret etmeli. Kendi inancımız doğrultusunda faydaya çevirmeli, tatili kişisel ve toplumsal üretkenlik için fırsat olarak görmeli ve öyle davranmalıyız.
Son olarak; sizin aracılığınız ile velilerimize seslenmek istiyorum, çocukları için yaz tatilini dinlenme ve eğlence olarak geçirmesinler. Tatiller uzun olduğundan akademik bilgi yönünden öğrenme kaybı çok oluyor. Ders çalışmaya ara vermesinler. Eksiklikleri telafi etmede tatiller birer fırsat.
Çocuklarımızda ders çalışma alışkanlığı yoksa, mutlaka bir iş yerinde yarım gün de olsa çalışlarını öneriyoruz. Hem becerileri gelişir hem de para kazanmanın emek isteyen bir şey olduğunu öğrenirler. Ve her şeye hemen kolayca ulaşamayacağını anlaması için çocuğa inanılmaz faydalar sağlayacaktır.
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz hocam.
Konuşma fırsatı verdiğiniz için biz teşekkür ediyoruz. Okurlarınızın faydalı ve verimli bir yaz tatili geçirmelerini diliyoruz.
İnzar Röportaj/Söyleşi
İnzar Röportaj/Söyleşi