İnzar Dergisi İnzar Dergisi
E-dergi
Giriş Yap
İnzar Dergisi İnzar Dergisi
  • Kurumsal
    • Hakkımızda
    • Künye
    • Banka Hesapları
  • Abonelik
  • Sayılar
    • 237. SAYI
    • 239. SAYI
    • 240.SAYI
    • 241.SAYI
    • 242.SAYI
    • 247. SAYI
    • 248.SAYI
    • 253.SAYI
    • 254.SAYI
  • Konular
    • Öykü | Deneme
    • KİTAP
    • PORTRE
    • AİLE
    • EKONOMİ
    • Bilim | Sağlık | Teknoloji
    • MAKALE
    • GEZİ YAZISI
    • RÖPORTAJ
    • DENEME
    • ŞİİR
    • DİĞER YAZILAR
    • MİSAFİR YAZAR
  • Başyazı
  • Yazarlar
    • Faik Enes Demir
    • Zülküf Er
    • Özkan Yaman
    • Bildane Kurtaran
    • Hüseyin Şenlik
    • Furkan Aslan
    • Mehmet Tahir Özsoy
    • Abdullah Tanrıverdi
    • Muhammed Şakir
    • Mehmet Baran
    • Mehmet Ziya Gümüş
    • Dr. Abdulgani YILDIRIM
    • Abdullah CAN
    • M. Salih Gönül
    • Mehmet Sait Özcan
    • Nurullah Titiz
    • Mehmet Zeki Ergin
  • İletişim

“...Ve Zafer Sabırla Beraberdir!..”

2021-10-25
DİĞER YAZILAR

Paylaş

Icon

“Ey İman edenler! Sabredin, düşmanlarınızdan daha sabırlı olun, cihada daima hazır bulunun, Allah'a karşı gelmekten sakının ki başarıya erişebilesiniz.” (Al-i İmran: 200) İbn-u Abbas’tan (radiyallahu anhuma) rivayet edilmiştir. Dedi ki: ben Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in terkisindeydim. Bana dedi ki: “Ey çocuk! Allah’ın kendileriyle sana fayda vereceği bazı kelimeleri öğreteyim mi?” ben “evet” dedim. Buyurdular ki: “Allah’ı koru ki Allah da seni korusun….. Bil ki hoşlanmadığın bir şeye sabretmekte pek çok hayır vardır… Zafer sabırla beraberdir… Rahatlık sıkıntıyla beraberdir… Ve zorlukla beraber kolaylık vardır…” (Şuab-ül Îman) Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu hadis-i şeriflerinde değişik ifade ve vesilelerle sabrı tavsiye ederek sabrın ehemmiyetini, güzel neticesini ve -hangi alanda olursa olsun- zafere ulaşmanın ancak sabırla mümkün olabileceğini beyan buyurmuştur. Sabır; sıkıntılara, zorluğa, haksızlığa ve herhangi bir sebepten dolayı başa gelen üzücü olaylara karşı dayanma gücüdür. Sabır; Azimdir, iradedir, plandır, programdır, tevekküldür, inandığı değerler için kendini tutmak, katlanmak ve tahammüldür. Allah’ın sevgisi ve rızası için kendinden ve sevdiklerinden vazgeçebilmek konusunda nefsini terbiye etmektir sabır. Sabır, bizim güç kaynağımız ve imanımızın koruyucusudur. Firavunun eziyetleri karşısında müminler; "Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır ve bizi Müslüman olarak öldür." (Araf: 126) diye dua ettiler. (İlkadım) Evet, herhangi bir hedefe ulaşmak isteyen kişinin ihtiyaç duyduğu en önemli şey sabırdır. Bir öğrencinin hedefine ve hayal ettiği yere gelebilmesi için bu uğurda çaba sarfetmesi ve sabretmesi gerekir. Mü’min bir kimsenin Allah’ın rızasına ve dolayısıyla cennete nail olabilmesi için farzları yerine getirmede ve haramlardan uzak durmada sabretmesi gerekir. Aynı şekilde bir tüccarın, bir siyasetçinin ve herhangi bir meslek sahibinin arzuladığı hedefe ulaşması için sabretmesi gerekir. Ve özellikle bir dava adamının, bir mücahidin davasında ve cihadında hedefine ulaşıp zafer elde edebilmesi için davetini ve cihadını ciddi bir azimle sürdürüp davet ve cihad süresi boyunca gelecek çeşitli eziyet, sıkıntı ve belalara sabretmesi gerekir. Bundan dolayıdır ki Arapça birer deyim olan من صبر ظفر “Sabreden kazanır” ve الصبر مفتاح الفرج “sabır kurtuluşun anahtarıdır.” sözleri meşhur olmuş ve Cüneyd-i Bağdadî kuddise sirruh de: الصبر مفتاح كل خير “Sabır her hayrın anahtarıdır.” Demiştir. Elbette hedefe ulaşmak kolay olmayacak ve hedefin büyüklüğü nisbette ona ulaşmak da güçleşecektir. Bu nedenle hep kolay ve zevkli şeylerin peşinde olan insan nefsi vazgeçmek isteyecektir. Ancak hedefe kilitlenen akıllı kişi nefsine uymayacak ve Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Bil ki hoşlanmadığın bir şeye sabretmekte pek çok hayır vardır.” fermanına uyacaktır. İbn-u Receb el-Hanbeli bu hadis-i şerifi şerh ederken şöyle söylemiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “zafer sabırla beraberdir.” Sözü her iki cihadı kapsar: açık düşmanla yapılan cihad ve gizli düşman ile yapılan cihad. Bu iki cihadda sabreden kişi zaferi kazanır ve düşmanına galip gelir. Bu iki cihadda sabretmeyen kişi ise mağlup olur ve düşmanı tarafından ya esir edilir ya da öldürülür. Allah Teâlâ buyuruyor: “Allah'ın huzuruna varacaklarına inananlar: Nice az sayıda birlik Allah'ın izniyle çok sayıdaki birliği yenmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir, dediler.” (Bakara: 249) Yine buyuruyor: “Sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle (onlardan) ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal: 66) Ömer radiyallahu anh benu Abs’ten bazı yaşlılara: “İnsanlarla ne ile savaştınız?” Diye sordu. Dediler ki: “sabırla… hiçbir kavimle karşılaşmadık ki onların bize karşı sabırlı olduğu gibi biz de onlara karşı sabırlı olmayalım.” Seleften bazısı demiş ki: “Hepimiz ölümden ve yaranın verdiği acıdan hoşlanmıyoruz. Ancak sabırla birbirimize üstünlük sağlarız. Battal demiş ki: “Cesaret ve mertlik bir saat sabretmektir.” İşte açık düşman olan kafirlerle yapılan cihadda durum budur. Gizli düşman olan hevâ ve nefsin cihadı da böyledir. Bu cihadın da sabra ihtiyacı vardır. Nefsinin, hevasının ve şeytanının mucahedesinde sabreden onlara galip gelir, zaferi kazanır ve nefsine malik olur. Böylece izzetli olur, melik olur. Ama bunların cihadında sabretmeyen kimse mağlup olur, esir olur ve şeytanının ve hevasının ellerinde zelil bir köle olur. (Camiul ulûm) O halde yakinen bil ki yardım ve zafer sabırla beraberdir. Sen sabrettiğin ve Allah’ın emrettiği zafer vesilelerini yerine getirdiğin zaman şüphesiz Allah Teâlâ sana yardım eder. Yani sabrın neticesinde zafer vardır. Hadis-i şerifteki sabır -aynı zamanda- ibadet, günahlardan uzak durma ve acı verici olaylar üzerine yapılan sabrın üç kısmını kapsar. Çünkü düşman her taraftan insana zarar vermeye çalışır. Bazen insan düşmana güç yetiremeyeceğini hisseder. Bunun üzerine üzülür ve cihadı terk eder. Bazen de cihada başlar lakin ona bir eziyet isabet edince yorulup usanır ve durur. Bazen de bu eziyete rağmen devam eder. Ancak düşmanından ona bir eziyet dokunur. İşte bu durumların tamamında sabretmesi gerekir. Allah Teâlâ buyuruyor: “Eğer siz bir yara almışsanız, o topluluk da benzeri bir yara almıştı.” (Al-i İmran: 140) ve yine buyuruyor ki: “Düşman birliklerini kovalamakta gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da sizin çektiğiniz gibi acı çekiyorlar; oysa siz Allah'tan onların beklemedikleri şeyleri bekliyorsunuz. Allah Bilendir, Hakîm olandır.” (Nisa: 104) Evet, İnsan acele etmeyip sabrettiği, sabırda düşmanıyla yarıştığı ve cihadı sürdürdüğü zaman Allah Teâlâ ona yardım eder. (Riyadü-s salihin şerhi) Habbab bin Eret anlatıyor. Dedi ki Resulullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) geldim. Müşriklerden işkence ve eziyet görmüştük. O (sallallahu aleyhi ve sellem) Ka’be gölgesinde kendisine ait bir kürke yaslanmıştı. Ona: Bizim için (Allah’tan) yardım istemeyecek misin? Allah’a dua etmeyecek misin? Dedim. Doğruldu. (Söylediğim sözden dolayı yüzü kızarmıştı. Şöyle buyurdu: sizden önceki ümmetlerde adam için yerde çukur kazılır ve içine bırakılırdı. Sonra testere getirilir kafasının üzerine bırakılır ve ikiye ayrılırdı ve bu onu dininden vazgeçirmezdi. Yine demir tarak ile taranır eti kemiğinden veya damarlarından ayrılırdı yine bu onu dininden döndürmezdi. Allah’a yemin ederim ki Allah bu işi tamamlayacaktır. Öyle ki bineğine binen kişi San’a’dan Hadramevt’e kadar yürüyecek, Allah’tan ve koyunlarına zarar verecek diye kurttan başka hiçbir şeyden korkmayacaktır. Ancak siz acele ediyorsunuz. (Buharî) İslam’ın yayılması, Müslümanların hem bir nefes almaları hem de etrafa dağılıp sayılarının çoğalması, güç ve kuvvet bulması gibi çeşitli zaferlerle sonuçlanan Hudeybiye antlaşması aslında sabır üzerine yapılmıştır. İbn-u Ömer (Allah ikisinden razı olsun) dedi ki: Hudeybiye antlaşmasından bir yıl sonra antlaşmanın yapıldığı yere döndük. Ancak bizden iki kişi bile Allah’tan bir rahmet olup altında bey’at ettiğimiz ağaç hakkında bir araya gelemedik (yani ağacın yerini bulamadık). Nafi’e sordum: (Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem) neyin üzerine onlarla bey’at etti? Ölüm üzerine mi? Dedim. “Hayır!” dedi. “Aksine sabır üzerine onlarla beyat etti.” Dedi. (Buharî) Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mübarek sireti eşsiz sabır tablolarıyla doludur. Bu eşsiz sabır neticesinde müthiş bir zafer olan eşsiz bir devlet ve bir saadet devri inşa edildi. Büyük zorluklara göğüs germek ve sabretmek imkânsız hatta çok zor bir iş değildir. Zira bu konuda Allah’ın da yardımı vardır. Yeter ki kişi sabretmeye azmetsin ve çaba göstersin. “Şüphesiz Allah Teâlâ Sabredenlerle Beraberdir” (Bakara, 153) “Sabredenleri müjdele!” (Bakara, 155) “Allah sabredenleri sever.” (Al-i İmran: 146) “Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl: 46) Ebu Said el-Hudrî’den rivayet edilmiştir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “.. Kim sabretmeye çalışırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha bol bir ihsanda bulunulmamıştır...” (Buharî) Salim Ebu Nadr’dan rivayet edilmiştir ki Abdullah bin Ebi Evfa yazdı ben de okudum: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Onlarla (düşmanla) karşılaştığınızda sabredin!..” (Buharî) İslam davasını tebliğ ve cihad uğrunda ve çeşitli vesilelerle başa gelen eza ve musibetlere sabretmek bütün peygamberlerin vasfıdır. “İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de hatırla. Bunların hepsi sabredenlerdi” (Enbiya: 85) Mezkûr ayet-i kerime, hadis-i şerif ve olaylar sabretmenin ne kadar yüce bir makam ve Allah’ın rızasını kazandıracak bir davranış olduğunu bize gösterir. Bir adam Ali bin ebi Talib’e (radiyallahu anh) doğru kalkarak dedi ki: Ey mü’minlerin emiri iman nedir? Ali radiyallahu anh dedi ki: “İman dört direk (Sütun) üzeredir; sabır, adalet, yakîn ve cihad.” (Şuab-ül Îman) Yine Ali radiyallahu anh dedi ki: “Sabrın iman ile alakası başın cesed ile alakası gibidir. Sabır gittiği zaman iman da gider”. (Şuab-ül Îman) Hayatın değişik alanlarında sabrın refaha, başarıya ve sıkıntılardan kurtuluşa vesile olduğunu bize ayet-i kerime ve hadis-i şerif gibi selefin büyük tecrübelerin mahsulü olan sözleri de anlatır. İbn-u Ömer’den rivayet edilmiştir. Dedi ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir ev halkı üç gün yokluk üzerine sabrederse mutlaka Allah onlara bir rızık gönderir.” (el-Maksad-ül aliyy) Hz. Ali’den rivayet edilmiştir. Dedi ki: Süfyanî olayı ortaya çıkınca muhasaraya sabredenin dışında kimse bu beladan kurtulamaz. (Fiten: Nuaym b. Hammad) Ebu Müslim el-Havlanî’den rivayet edilmiştir. Dedi ki: “Kim nefsine sıkıntılar üzerine sabrettirirse sıkıntıların dokunuşunu hissetmez” (Tarihu darya: Abdulcabbar el-Havlanî) Misar şöyle demiştir: “Kim sirke ve bakla üzerine sabrederse köleleştirilmez.” (Hilye) İbn-us Semmak’ın şöyle dediğini işittim: “Zorluğa sabreden kimse ibadet için güçlü olur.” (Hilye) Ebu Ali el-Katib şöyle diyordu: “Allah buyurdu ki: “Kim bizim için eziyetlere katlanır ve sabrederse bize ulaşır.” (Hilye) Allah celle celaluh ümmete cihad ve tebliğde zaferi netice verecek bir sabır ihsan eylesin! Âmîn!...
Abdulkuddus Yalçın

Paylaş

Son Eklenenler

2023-11-23 DİĞER YAZILAR

KUDÜS MESELESİ IRKİ DEĞİL AKİDEVİDİR

[...]
2023-11-22 DİĞER YAZILAR

KUDÜS DAVASI ALELADE BİR DAVA DEĞİLDİR

[...]
2023-09-22 DİĞER YAZILAR

Şeytan’ın Saptırma Hırsı

[...]
İnzar Dergisi

Aylık İlim ve Kültür Dergisi

Menü
  • Kurumsal
  • Abonelik
  • Sayılar
  • Konular
  • Başyazı
  • Yazarlar
  • İletişim
Konular
  • MAKALE
  • DENEME
  • ŞİİR
  • DİĞER YAZILAR
  • MİSAFİR YAZAR
İletişim
  • Göztepe Mah. Mahmutbey Cad. İstoç Oto Ticaret Merkezi 3. Cadde N Blok No:6/103 Bağcılar/İstanbul
  • (0212) 562 60 06
  • inzardergisi@inzardergisi.com

© Tüm Hakları Saklıdır | İNS AJANS