İnzar Dergisi İnzar Dergisi
E-dergi
Giriş Yap
İnzar Dergisi İnzar Dergisi
  • Kurumsal
    • Hakkımızda
    • Künye
    • Banka Hesapları
  • Abonelik
  • Sayılar
    • 245. SAYI
    • 237. SAYI
    • 239. SAYI
    • 240.SAYI
    • 241.SAYI
    • 242.SAYI
    • 247. SAYI
  • Konular
    • Öykü | Deneme
    • KİTAP
    • PORTRE
    • AİLE
    • EKONOMİ
    • Bilim | Sağlık | Teknoloji
    • MAKALE
    • GEZİ YAZISI
    • RÖPORTAJ
    • DENEME
    • ŞİİR
    • DİĞER YAZILAR
    • MİSAFİR YAZAR
  • Başyazı
  • Yazarlar
    • Faik Enes Demir
    • Zülküf Er
    • Özkan Yaman
    • Bildane Kurtaran
    • Hüseyin Şenlik
    • Furkan Aslan
    • Amir Ebu Amir
    • Mustafa Çamran
    • Mehmet Tahir Özsoy
    • Abdullah Tanrıverdi
    • Muhammed Şakir
    • Mehmet Baran
    • Mehmet Ziya Gümüş
    • DOÇ. DR. YUSUF AKÇAKOCA
    • Dr. Abdulgani YILDIRIM
    • Abdullah CAN
    • M. Salih Gönül
    • Mehmet Sait Özcan
    • Nurullah Titiz
    • MEHMET ZEKİ ERGİN
  • İletişim

Tarihte Bu Ay (Mart)

2022-04-16
DİĞER YAZILAR

Paylaş

Icon

Metin Kazak`ın Şahadeti (22 Mart 1994) Batman dindarlarıyla meşhurdur. Metin de onlardan biridir. Esnaf olan şehidin dükkânı adeta tebliğ mekânı olmuştu. Bir gün üç arkadaşıyla beraber dükkânda otururlarken, saldırıya uğradılar. Metin oracıkta şehit düşerken, yaralanan iki arkadaştan biri Turan (Halid) yıllar sonra zindanda şehadetle şereflendi. Diğer arkadaş kalıcı olarak kolunu rahat kullanamaz hale geldi. Erzincan Depremi (13 Mart 1992) Erzincan’da, 6.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde 653 kişi öldü, 8 bin 57 binada hasar meydana geldi. Cizre Ve Şırnak Nevruzu (21 Mart 1992) Elindeki silahlar ve kendisine sunulan imkanlarla PKK artık kendince kurtarılmış bölgeler ilan ediyordu. Nevruz kutlamaları için halkı meydanlara çıkardı. Devlet halkı dağıtmak için panzerler ile saldırdı. İki ateş arasında kalan halktan o gün aralarında çocukların da bulunduğu 57 kişi feci şekilde can verdi. Mevlevi Feyiz Şehit Oldu (03 Mart 2021)  Dünya Kunduz Vilayeti Alimler Şurası Eski Başkanı Mevlevi Feyiz Muhammed Faiz'in, Kabil'in Sarak Cakşan bölgesinde kimliği belirsiz kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Saldırıda Mevlevi Faiz yaşamını yitirdi. Saldırganlar olaydan sonra bölgeden uzaklaştı. Bu eylemi gerçekleştirenler, bir İslam alimini islam için katlettiklerini zan ediyorlardı. Ali Es-Sabuni vefat Etti (19 Mart 2021) 1 Ocak 1930 yılında Suriye'nin Halep şehrinde dünyaya gelen Sabuni, 1952 yılında Ezher Üniversitesi Şeriat Fakültesini bitirdi. Daha sonra İslam Hukuku bölümündeki tahassüs eğitimini de tamamlayarak 1954 yılında aynı üniversiteden Şer'i Yargı bölümünde ihtisasını tamamladı. Sabuni, ardından ülkesi Suriye'ye dönerek 8 yıl sürecek tedris faaliyetlerinde bulundu. Ardından Suudi Arabistan'a göç ederek Mekke-i Mükerreme Üniversitesi Eğitim Fakültesinde ve Şeriat Fakültesinde dersler vermeye başladı. Buradaki tedris hizmeti 28 yıl devam eden Sabuni, üniversite hocaları yetiştirdi ve Ummu'l-Kura Üniversitesinde birçok klasik eserin tahkikini yaptı. Sabuni, uzun yıllar Suriye Alimler Birliği başkanlığını yürüttü. Sabuni’nin özellikle tefsir alanında derin çalışmaları vardı. Safvetu't-Tefasir adlı tefsirini  miras olarak insanlığa bıraktı. 19 Mart 2021’de Yalova’da vefat ettiğinde 91 yaşındaydı. Haferé (Açık yol) Köyü Katliamı (7 Mart 1987) PKK kalabalık bir grupla Nusaybin`in Haferé köyüne baskın düzenledi. 6`sı çocuk 8 kişi katledildi. 15 kişi yaralandı. Ertesi gün PKK medyası “15 kişilik milis grup öldürüldü”, diye manşet attı. Koçgiri Katliamı (6 Mart 1921) Halk bir bütün olarak dışarıdan gelen saldırılara karşı koydu. Yabancı, düşmanı vatanından defetmeyi başardı. Fakat faşist bir düşünce zemininde kurulan yeni rejim, antlaşmalarla Kürtlere verilen hakları yok saydı. Halkın inancına, yıllardan gelen kültürüne savaş açtı. Sisteme karşı direniş hatları gelişti. Bunlardan biri olan Koçgiri direnişi, beş yüz kişinin ölümü ve iki bin kişinin sürgünü ile neticelendi.   Mehmet Şerif Gök`ün Şahadeti (19 Mart 1992) Bulduğu her fırsatta, genelde kendileri gibi düşünmeyen bütün Kürtlere, özelde Müslüman Kürtlere saldıran Pkk, Gök ailesinin infazına kalem kırmıştı. İdil’de evlerine baskın düzenleyen Pkk`li caniler, bir bidon benzinle Gök ailesinin damına çıktı. Gözü dönmüş cani, ailesini korumaya çalışan şehit M. Şerif ile yüz yüze geldi. Evi yakmaya gelen kişi, damda ölürken, M. Şerif yaralandı. Ev dışarıdan saatlerce tarandı. M. Şerif kan kaybından şehid olarak Rabbine yükseldi. Fahrettin Nasıroğlu`nun Şahadeti (22 Mart 1994) 1976 Batman doğumlu olan şehit, Batman`ın varlıklı bir ailesine mensuptu. İslam davası ile tanıştıktan sonra, zorlu ama huzurlu bir hayat başladı onun için. Öyle ki, yaşadığı hicret hayatında artık zeytin ekmekle geçinmeye başladı. Bir ateş çemberinden geçen bölge Müslümanlarına her taraftan ansız ve zamansız saldırılar oluyordu. 22 Mart 1994`te, henüz 22`sinde olan bu dava erine kurşunlar yağdı. Şehadetle şereflenerek Rabbine yükseldi. Kömür Madeninde Grizu Patlaması (03 Mart1992) Zonguldak Kozlu'da ard arda grizu patlamaları meydana geldi. Meydana gelen patlamalarda, 273 işçi vefat etti. Müfettişlerin hazırladığı raporda işverenin birçok konuda ihmalkar ve sorumsuz davrandığı belgelendi. Bazı işçilerin cenazeleri yıllar sonra bulundu. Üstad Bediüzzaman`ın Vefatı (23 Mart 1960) Şeyh Said kıyamı ile beraber Kürtlerin arasında nerde bir âlim veya önderlik yapabilecek biri varsa sürgün edildi. Bunlardan biri olan Üstad Bediüzzaman geriye kalan tüm ömrünü ya zindanlarda ya da sürgünlerde geçirdi. Vefatı yaklaşınca yıllardır göremediği memleketine gitmek istedi. Dönemin dikta rejimi, Üstad`ı Urfa`da durdurdu. Üstad, sürgün ayrıldığı memleketine bir daha da geri dönemeden ebediyete irtihal etti. Kazım Kaya`nın Şahadeti (23 Mart 1993) Yaralı bir mücahidi hastaneye kaldırdıktan sonra, bölgedeki Müslümanların mazlumiyetine daha da yakından vakıf olunca, hayatı, ahirete olan aşkı değişti. Akrabaları arasında hatırı sayılan biriydi. Ramazan ayında oruçlu olduğu hal ile kurşunlara hedef olan Kazım, Diyarbakır`ın şehitler kervanına katıldı. Abdullah Özdemir’in Şehadeti (05 Mart 1993) Dicle üniversitesi fizik bölümünde okuyordu. Ailesinin durumu iyi olmasına rağmen sade ve mütevazı bir hayat yaşıyordu. Cami çocuklarına Kur’an dersi veriyordu. Dersine verdiği önem, şu ifadesinde kendisini gösteriyordu. ”Eğer gelmezsem biliniz ki ya yakalanmışım ya da şehit olmuşum.” Ders verdiği çocukların ailesini ziyaret ederdi. Çok sevdiği arkadaşı Abdulcelil ile beraber dışarıya çıkmışlardı. Onları fark eden haset çeteleri bu iki güzel canı kurşun yağmuruna tuttular. Abdullah ve Abdulcelil oracıkta teslimi ruh ederek şahadetle rablerine yükseldiler. Mola Arif Keser’in Şahadeti (06 Mart 2002) 1965 Muş doğumlu olan Molla Arif, ilkokulu bitirdikten sonra ortaokula başladı. Ama babasının isteği üzerine okulu bırakıp medrese eğitimine yöneldi. 19 yaşında medrese ilmini bitirdi. Yine babasının isteği üzerine askerlikten sonra bir bakkal dükkânı açarak Gaziantep’e yerleşti. Bu esnada halkın fıkıh meseleleriyle ilgilendi. 1991’de İslam davasıyla tanıştı. İslami tebliğini daha da yoğunlaştırarak esnaflar üzerine özel bir çalışma yaptı. PKK’nin çatışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde mürtet örgüt, onu defalarca tehdit etti. 1994’te PKK’nin saldırısına maruz kaldı. Çıkan kavgada yaralılar oldu. Polis tarafından yakalandı ve bir buçuk yıl zindanda kaldı. Zindanı bir medreseye çevirdi, ilmini derinleştirdi. Seri ve akıcı bir hitabeti vardı. Cesur ve uyanık bir dava eriydi. 2002’de Adana’da polis evine baskın düzenledi. Polisin sıktığı kurşunlarla rabbine yükseldi Hatip Dağ’ın Şehadeti (06 Mart 2002) Mardin’in Mazıdağı ilçesinden olup tahsilini burada tamamlamıştır. Diyanet görevlisi olarak çalışmaya başlayınca Mardin’e taşındı. Gençlerin İslami eğitimi için uğraşır, ihtiyaçları ile ilgilenirdi. Tanıdığı esnafları ziyaret eder İslami tebliğini her fırsatta yapardı. Öğrencilere hele hele İmam hatip öğrencilerine özel bir alaka gösterir, onlarla olan çalışmasını ihmal etmezdi. İhlas ve samimiyetin şahsında anlam bulduğu bir davetçiydi. Korkmadı ve çalışmaktan yılmadı. 1995’te bir aya yakın gözaltında kalarak ağır işkencelerden geçirildi. Uzun gözaltı sürecinden sonra tutuklanarak zindana atıldı. Bir yıl zindanda kaldı. Bırakıldıktan sonra, memurluktan atıldığı için bundan sonra bütün vaktini İslami çalışmalara ayırdı. İslami hizmet için uzun süre hicretlerde, ailesinden uzak kalmak zorunda kaldı. Operasyonlar ve baskılar ağırlaştı, yoğunlaştı. Ama Hatib Abe’de bir gevşeme ve çekilme olmadı. İslami hizmetler için Adana’ya gitti. Daha önce randevulaştığı arkadaşı randevu yerine gelmeyince, dostu olan Molla Arif’in evine gitti. Ancak Molla Arif’in evi polis gözetimindeydi. Polislerin eve düzenledikleri baskın neticesinde Molla Arif’le beraber şehid edildiler.
İnzar - Tarihte Bu Ay

Paylaş

Son Eklenenler

2023-11-23 DİĞER YAZILAR

KUDÜS MESELESİ IRKİ DEĞİL AKİDEVİDİR

[...]
2023-11-22 DİĞER YAZILAR

KUDÜS DAVASI ALELADE BİR DAVA DEĞİLDİR

[...]
2023-09-22 DİĞER YAZILAR

Şeytan’ın Saptırma Hırsı

[...]
İnzar Dergisi

Aylık İlim Ve Kültür Dergisi

Menü
  • 246. Sayı
  • 247. Sayı
  • Kurumsal
  • Abonelik
  • Sayılar
  • Konular
  • Başyazı
  • Yazarlar
  • İletişim
Konular
  • MAKALE
  • DENEME
  • ŞİİR
  • DİĞER YAZILAR
  • MİSAFİR YAZAR
İletişim
  • Göztepe Mah. Mahmutbey Cad. İstoç Oto Ticaret Merkezi 3. Cadde N Blok No:6/103 Bağcılar/İstanbul
  • (0212) 562 60 06
  • inzardergisi@inzardergisi.com

© Tüm Hakları Saklıdır | İNS AJANS