Muhammed Ata Zengin’in Şehadeti (3 Aralık 1991)
Doksanlı yıllarda PKK büyük bir kinle Hizbullah cemaatine saldırıyordu. Uyarılarla durmayacağı anlaşılınca Hizbullah cemaati, istişareler sonucu nefs-i müdafaa kararı aldı. Şehit edilen Müslümanların kanında eli olan Mihail Bayru’nun infaz kararını verdi. On dokuz yaşındaki Muhammed Ata, Hezex’te, Mihail Bayru’yu işyerinde infaz etti. Devlet timleri, panzerlerle olay yerinden uzaklaşmaya çalışan Muhammed Ata’yı infaz ettiler. Muhammed Ata panzerlerden açılan kurşunlarla şahadetle şereflenerek Rabbine yükseldi.
1. İntifadanın Başlaması (7 Aralık 1987)
Birinci İntifada (ayaklanma), Aralık 1987’den 1993 Oslo sürecine kadar sürdü. 9 Aralık'ta Cebaliye mülteci kampında başladı. İşgalci İsrail ordusuna ait bir aracın dört Filistinliye çarpıp öldürmesi, ayaklanmayı ateşledi. Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te yayıldı. Genel grev, Gazze ve Batı Şeria’daki işgalci kurumları boykot, ordu emirlerine karşı sivil itaatsizlik, çalışmamak, işgalcinin ürünlerini satın almamak, vergi vermemek, Filistinli araçları işgalci ehliyetleriyle kullanmayı reddetmek, grafitiler yapmak, barikatlar kurmak ve Filistin sınırları içindeki işgalcilere ait askeri binalara taş ve molotofkokteyli atmak, ayaklanma sürecinde gerçekleşen eylemlerdi.
HAMAS Gazze’de Kuruldu(14 Aralık 1987)
HAMAS, resmî adıyla İslamî Direniş Hareketi el-Harekatu’l-Mukavemetu’l İslamiyye ifadesinin baş harflerini içermektedir. Seçimle Filistin Parlamentosunda çoğunluğu elinde tutan siyasi bir partidir. 1987 yılında, işgalciye karşı 1. İntifada'nın patlak vermesinin ardından, Şehid Şeyh Ahmed Yasin tarafından kuruldu. HAMAS, 1973 yılında İHVAN ile ilişkili bir İslami yardım kuruluşu olarak Gazze'de ortaya çıkana HAMAS, 1990'ların sonlarına doğru işgalciye direnişte daha fazla etkin oldu. İşgalcinin iki devletli çözüm kararına karşı çıktı. HAMAS, Filistin'de silahlı direnişi savunmaya devam etti. 2006 Filistin yasama seçimlerini kazandı ve Mecliste çoğunluğu elde etti. 2007'deki iç savaşın ardından Gazze’de kontrolünü ele geçirdi. 2007'den beri, Gazze'yi de fiili olarak yönetmekte olup 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana işgalcinin katliam ve soykırımına maruz bir vaziyette direnişe devam etmekte ve ümmetin onurunu korumaktadır.
Rize Şehitleri İnfaz Edildi (14 Aralık 1925)
Rize halkı şapka kanununa karşı çıktı. Bu karşı çıkışları bastırmak ve halkı korkutmak için Ankara İstiklal mahkemesi Rize’de 12 Aralıkta 143 kişiyi yargılanmaya başladı. 13 Aralıkta mahkeme derdest edilenlerin hepsine çeşitli yirmi iki yıla kadar ceza verirken sekiz kişiye idam verdi. 14 Aralıkta halk korksun diye mahkemenin kararını açıklamasından yarım saat sonra gündüz saat 14 00’da açık alanda sekiz kişi darağacına asılarak şehit edildi.
Şehid Abdurrahman Bakır (17 Aralık 1993)
Aşkla, şevkle cami çocuklarının arasına oturup Kur’an’ı öğretiyordu. Sizin o halinize bakan peygamberi hatırlardı. Ashabını hatırlardı. Düşmanınız, Ebu Cehilleri, Velit bin Muğireleri andırırdı. Henüz on dokuz yaşındaydın. Diyarbakır’da sade bir hayatın vardı. Ama o sade hayatın hülyalarında cennetin tohumları filizleniyordu. Derin fitne odakları o gencecik yaşında acımadan pusu kurdular ve seni kalleşçe şehit ettiler, elleri kurusun.
Roboski Katliamı (28 Aralık 2011)
28 Aralık 2011 Türk hava kuvvetleri Şırnak Uludere ilçesi Roboski köylülerinin üzerine bomba yağdırdı. Sınırdan kaçak geçirdikleri mazot, sigara, çay gibi eşyalarla geçimlerini sağlıyorlardı. Bu işlerle uğraşan bir köylü kafilesi sınırdan dönerlerken, Türk jetlerine hedef olup dakikalarca bombalandı. 35 kişiden mucize eseri tek kişi kurtulabildi.
Olaydan sonra PKK kandan taraftar devşirme telaşına girdi. Dış mihraklar fitneyi körüklemeyi bir fırsat belledi. Devlet halktan özür dileyeceğine basit gerekçelerin arkasına sığınarak olayın mağdurlarını para ve maddi imkânlarla susturmaya ve olayı örtbas etmeye çalıştı. İçişleri bakanı bu katliama rağmen adeta halkla alay ediyordu. Bülent Arınç özür beklemenin yanlış olduğunu söyledi. Avrupa basını kasıtlı bir saldırıdır der gibi manşet attı. TBMM araştırma komisyonu kuruldu. Netice kasıt yok dendi. HÜDA Par olay hakkında detaylı bir rapor hazırladı. Devlet sağır kaldı. BDP olayı Avrupa insan hakları mahkemesine taşıdı. Halk BDP taraftarlığına mecbur edildi. Ölen mazlumlar, yetim kalan çocuklar kimsenin umurunda değildi.
Hasan En-Nedvi’nin Vefatı(31 Aralık 1999):
6 Muharrem 1333 (M.1914) yılında Hindistan’ın Uttar Pradesh eyaletinin başkenti Lucknow’a 80 km. uzaklıktaki Rayberili kasabası yakınlarındaki sülaleye ait 5-10 hanelik yerleşim biriminde dünyaya geldi. Çok küçük yaşlarda kitaplarla tanıştı. Babasının vefatı aileyi maddi imkânsızlıklara iter. Prens Nur Hasan, Nedvi’nin elinden tutar ve eğitimini üstlenir. Hem de en güzel eğitim imkânlarını sunarak. Arapçayı çok iyi derecede öğrenir. Urduca ve Farsça da konuşmaktadır. İngilizceyi de öğrenir. Yirmili yaşlarda medreselerde okutulan tüm dersleri tahsil etmiş olur. Muhammed İkbal ile tanışır. “Müslümanların Gerilemesi ile Dünya Neler Kaybetti” adlı eseri onun için bir dönüm noktasıdır. 86 yıllık ömrünü Kur’an’a hizmet için geçirdi.