Sahi
Hala yaşıyor muyuz bu kokuşmuş dünyada
Hala nefes alıp veriyor muyuz
Ciğerlerimiz yerinden sökülmüşken
Hala gülüp eğlenebiliyor muyuz
Keder ekmeğimizin katığı olmuşken
Hala hesaplar yapabiliyor muyuz yarına dair
Bir dakika sonrası belli değilken
Hala oğlum deyip sevebiliyor muyuz çocuklarımızı
Ciğerparem deyip, yavrum deyip
Gözümüzden sakındırabiliyor muyuz
Yemeyip yedirip, içmeyip içtirip
Giymeyip giydirebiliyor muyuz
Yasin’imin gül yüzüne bakarak
Amed sokaklarında vurulmuşken vahşice
Yerlerde sürülüp ateşlerde yakılırken
O nazenin bedeni
Beyaz kefenler örtmüşken
Çakal doğuran
Dişi canavarların zılgıtları
Kulşaklarımızı parçalarken
Hala evladım diyebiliyor muyuz
Bunlara bakıp
Yasin’im
Anasının gülü, babasının iftiharı
Kanın boynumuzun borcu
Davan sırtımızın yükü olsun
Senin gibi merhamet demek azığımız
Sana kıyanlara cehennem olmak
Sözümüz olsun
Ana göğsünden zulüm emmek
Böyle olsa gerek
Yoksa
Hangi vicdan yapar bunu
Cengiz’imin nur yüzüne
Cengiz’im, yiğidim
Ovası karlı
Dağı çakallı diyarın
Korkusuz kahramanı
Ne yiğitler boy verdi bu topraklarda
Asırlık çınarlar gibi dimdik durdular
Ziya oldular, Süleyman oldular
Şeyh Said oldular
Asıldılar, vuruldular
Lakin
Eğilmediler kara yüzlü çakallara
İhaneti ezber edenlere
Mertliği satır satır okuttular
Ve günü geldi Cengiz’im
Şehadet sancağını onurla taşımak
Sana pay oldu
Çünkü Cengiz’im emanet
Emin olana verilir
Çünkü Cengiz’im saadet
Said olana gelir
Çünkü Cengiz’im şehadet
Şehitçe yaşayana verilir
Mübarek olsun
Ayrılığın bitmeyen hüznümüz
Nur yüzün yolumuzun
Sönmez meşalesi olsun
Nasıl yaşarsa öyle
Ölürmüş insan
Ne ekerse onu biçermiş
Fetih’im
Mazlum şehidim
Söylesene
Çocuklar yaşar mıymış babalarının kaderini
Sen yetim büyüdün
Ve yetim kaldı yavruların
Şimdi
Hangi teselli soğutur yüreklerini
Yetim evlatlarının
Fetih’im
Fedakar şehidim
Kanın
Ahiret azığıdır çocuklarına
Yolun
Kurtuluş rotasıdır dava kardeşlerine
Her ölüm
Sancılıdır da Fetih’im
Böyle
Karanlıktan çıkan ihanet gibi
Yer altından çıkan çiyanlar gibi
Dağ vahşisi it sürüsü gibi
Kalleşçe gelince
Daha bir yakıcıdır
Lakin aşkı
Yüreğe oturmaya görsün
Şehadetin
Zehri şerbet diye içirir
Olsun Fetih’im
Bu kez de böyle olsun
Mazlum yüzün
Fikrimizin unutulmaz hayali
Şehadetin kutlu olsun
Çok eskidendi Hasan’ım
Çok eskiden
En verimli mahsulü
Şefkatti bu toprakların
En belirgin hasleti
Allah korkusuydu bu insanların evler iman temelli
Sofralar misafirperver
Diller şükür doluydu
Lakin Hasan’ım
Kimin aklına gelirdi ki
Şefkat alıp başını gidecek
Allah korkusu kalmayacak
İman terk edecek bedenleri
Ve şükür yerini
İsyana bırakacak
Bilirdik Hasan’ım
Zulmün kara yüzünü de
Vallahi böylesini düşünememiştik
Fakat anladık ki
İmanı olmayanın
Amanı da olmaz
Varsın olmasın
Boynumuz ip
Göğsümüz mermi kokuyorsa
Hala İsmail dolaşıyorsa damarlarımızda
Hasan’ım
Kurbanımızın kabul edilişindendir
Hakikaten
Ma yakıştı sana şehadet
Gülün bülbüle
Tohumun toprağa
Suyun çiçeğe yakıştığı gibi
Yakıştı sana Riyad’ım
Söylesene Riyad’ım
Her kurban sabahı
Yolunu gözleyen yetimler
Artık göremeyecek mi seni
Elinden bir poşet et alıp
Sevinemeyecek mi
Tebessüm eden yüzüne bakıp
Bir teselli bulamayacak mı
Ah be Riyad’ım
Gidişin değil de
Zamansız ayrılıklar
Ağlatır bizi
Ama
Şunu bil ki Riyad’ım
Şefkat bilmeyene
Merhamet edilmez
Mayası ihanet olanın
Hamuru rezalet olur
Ve Riyad’ım
Gün gelir bu ayrılık
Ayıranın celladı olur
Bir de ayrılıklar
Hüseyin ismiyle düşer payımıza
Kerbela’da Hüseyn
Susa’da Hüseyn
İstanbul’da Hüseyn
Amed’de Hüseyin
Desene Hüseyn’im
Adını koyan
Alnına kurbanlık kınası çalmış da
Farkına bile varmamış
Oy Hüseyn’im
Ömrünün baharında yiğidim
Şimdi
Hangi ağıtları yaksın yüreğim
Hangi sözlerle
Hangi tesellilerle avunsun
Sen felaha yelken açmışken
En güçlü rüzgarlarla
Bize de söz vermek kalıyor
Ya dağıttığın kurbanlıklar
Yerini bulacak
Ya da kurban bile anlamayanlar
Sana kurban olacak
Bilen varsa söylesin
Esaret
Kardeşi midir şehadetin
Ya da zindan
Mektebi midir şühedanın
Turan’ım
Şehadet mektebinin
Nurlu talebesi
Yolu esaret olanın
Sonu şehadetmiş anladım
Anladım da Turan’ım
Kardeş acısı
Ağır geldi yüreğimize
Belki de
Kendimize beklerken
Görememenin hüznüdür
Yüreğimizi burkan
Ah be Turan’ım
Sen ebediyet sofrasında oturmuşken
Cumali kardeş gülümsüyor mu sana
Sahi
Yan yana oturup
Dünya zindanından
Ebedi azatlığı kutluyor musunuz
Yasin’im, Cengiz’im, Fetih’im
Hasan’ım, Hüseyin’im, Riyad’ım
Turan’ım, Cumali’m
Mübarek olsun
Şehadetiniz kutlu
Mekanınız
Serveri cihanın komşuluğu olsun
Geride kalan emanetleriniz
Emanetimiz olsun
Ve sözümüz olsun
Son nefese kadar
Canımız Allah için kurban
Gidişimiz
Gidişiniz gibi olsun
M. Salih Gönül
M. Salih Gönül