Taliban’ın Afganistan’ı, ABD işgalinden kurtarmasının üzerinden 10 ay geçti. Ülkeyi 20 yıldır işgal altında tutan ABD’nin hemen her gün katlettiği sivil ölüm haberleri artık gelmiyor. Taliban, yani talebeler büyüdü, ülkelerini azad etti ve İslam Emirliğini kurdu. Ülkenin resmi adı, Afganistan İslam Emirliği, bayrağı da Kelime-i Tevhid olarak değiştirildi. Tüm Afganistan topraklarına güven ve huzur, emniyet geldi. İnsanlar, artık her gün iki yüz, üç yüz kişinin, işgalcinin terör saldırılarında, veya hırsızlık, kapkaç, cinayete kurban gitmemesinden dolayı mutlu. Afgan halkı ülkelerinin işgalcilerden kurtulmasının sevincini yaşarken başta İslam ülkeleri olmak üzere dünya devletlerinin Afganistan’ın yeni ve yerli yönetimini resmi anlamda tanımaması ülkede büyük sıkıntılara sebep oluyor. İşgalci ABD’nin Afganistan’a ait 10 milyar doları rehin tutması zaten ülkeyi ekonomik anlamda büyük sıkıntıya sokarken, ülkenin resmi anlamda tanınmaması ve ekonomik ilişkilerin başlamaması ise Afgan halkını, yeni yönetimini büyük bir ekonomik ambargo ile karşı karşıya bırakıyor.
EMNİYET SAĞLANDI ANCAK EKSİKLER ÇOK
Eksikler çok elbette. Emniyetin sağlandığı ülke çapında halkta bir rahatlama olmakla birlikte on yıllardır süren işgal ve çatışmaların silinmeyen kötü hatıraları yine de genel anlamda halkın tedirginliklerini tam anlamıyla giderebilmiş değil. İlan edilen İslam Emirliği ise daha yolun başında ve kurulan geçici hükümet yirmi yıllık işgal ve önceki hükümetlerin enkazını kaldırmanın hesapları içerisinde. Ancak amacı; Afganistan’ın, petrol, linyit, elmas, altın ve daha birçok zenginliğini çalmak olan ve çalan Amerikan önderliğindeki batılı ülkeler, Afganistan’ı adeta taş devrine çevirmiş durumda. Sömürgeci işgalciler; barajların, fabrikaların, sanayinin olmasına izin vermediği, yapıların eski olduğu gelişmemiş şehirler, eğitimde çok geride kalan, fakirleşen ve sürekli dışa bağımlı bir hayat süren bir halk bıraktı geride. Yani zor bir süreç olacak.
“TANISANIZ DA TANIMASANIZ DA BU ÜLKE BİZİM...”
Afgan Müslümanlarının, büyük zafer elde ederek ülkenin kontrolünü ele geçirdikten sonra ilan ettiği İslam Emirliğinin karşılaştığı ağır devlet yükü yavaş yavaş kendini hissettiriyor. Düzenli bir ordu yok, polis gücü yok, sistemi işletecek yeteri derecede ehil memur ve bürokrat yok. En önemlisi de çalınan zenginlikler, ülkenin el konulan varlıkları ve devletin boşaltılan tüm kasaları, işlerin çok ağır yürümesine sebep oluyor. Kurulan geçici hükümetin kurulacak kapsamlı bir hükümetle devam ettirileceği söylemine rağmen ne komşu ülkeler ne de Birleşmiş Miletler’den bir resmi tanımanın daha gelmemiş olması ülkenin yeni sahiplerinin canını sıksa da görüştüğümüz resmi veya gayriresmi isimler, yirmi yıl uğruna savaş verdikleri İslami yönetimin dünyaca tanınsa da işletileceğini, tanınmasa da işletileceğini söylüyor.
ABD 20 YILLIK İŞGALİ YENİLGİYLE KAPATMANIN HAYAL KIRIKLIĞINI YAŞIYOR
Dünyanın gözü Afganistan İslam Emirliği’nin üzerinde. İlan edilen İslam Emirliği’nin gözü kulağı ise dünya ülkelerinden gelecek tanıma açıklamasında. ABD’nin Afganistan’dan çıkmak için iki yıl İslam Emirliği yetkilileriyle müzakere ettiğini biliyoruz. Müzakereler döneminde kendince A,B,C planları yapan ABD’nin, İslam Emirliği askerlerinin yirmi gün içerisinde ülkenin kalan son parçası başkent Kabil’i ele geçirmesiyle ters yüz olan planlarının suya düşmesini ve 20 yıllık işgali yenilgiyle kapatmanın hayal kırıklığını yaşıyor. Çünkü işgali sonlandırdıktan sonra ülkede bir iç savaş, kaos beklentisi içerisindeydi. Olmayınca da şimdilerde ülke içerisindeki klikleri harekete geçirmenin çabasını veriyor. Uluslararası kamuoyuna da öyle bir hava estiriyor ki hangi Müslüman ülke, Afganistan İslam Emirliğini tanısa hedef tahtasına oturtulacak gibi bir hava ve batılı medya baskısı var.
BATI, KADIN HAKLARINI SAVUNUYORMUŞ GÖRÜNÜR ANCAK İFSAT EDER
Batılı medyanın sıkça işlediği konuların başında kadın haklarının kısıtlandığına ve baskı altında tutulduklarına dair yalan dolan haberler yer alıyor. Afganistan ziyaretimizde dolaştığımız şehirlerde karşılaştığımız manzara ise hiç de öyle yapılan dezenformasyon haberleri yansıtmıyor. Evet, çıplak dolaşan bayanlar yok ve olmasın da zaten. Ancak burka ve çarşafla birlikte çoğunluk yüzün açık olduğu manto türü kıyafet giyiyor ve kimsenin de, kadınlara, kızlara ‘niye böyle giyiniyorsun, böyle giyinmiyorsun’ diye karıştığı yok. Çünkü kadın bozuldu mu önce nesil sonra toplum bozuluyor, ama kadın ahlaklı olur, okuyup, neslini de eğitirse işte o nesil geleceği inşa eder, toplum ihya olur medeniyet bulur. Batının kadına verdiği değeri ise ahlaki erozyonun yaşandığı Avrupa’da aile mefhumunun neredeyse kalmamasından görebiliyoruz. Kendi çürümüşlüklerini Müslüman ülkelere de dayatmaya kalkan batı medeniyetinden alacağımız hiçbir insani değer yoktur.
ABD’NİN İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİNİ YANILTAN GELİŞME
ABD, 20 yılda yıkamadığı Taliban’la anlaşma yoluna giderken aslında inşa ettiği sistemin İslam Emirliğinin gelmesiyle değişemeyeceği ve yine nüfuzunu hükümet, hükümet olmazsa ordu, o da olmazsa bürokrasi ve fonladığı STK’lar üzerinden kullanacağı düşüncesiyle işlettiği planı maalesef(!) suya düşmüş durumda. ABD Başkanı Biden’in ve Pentagonun açıklamalarında destek verdikleri kurulu hükümetin ve eğitilen 350 bin kişilik Afgan ordusunun bu kadar çabuk dağılacağını ‘beklemiyorduk’ itirafı, aslında her şeyi açıklıyor. İşgal döneminde kurulan 4500 STK’nın ve 72 partinin bir anda buhar olması da ayrıca bir şok. Sömürgeci emperyalistlerin işgalle girdikleri ve kuklalarını bırakarak bağımlı hale getirdikten sonra çıktıkları hiçbir ülkede böyle bir örnekle karşılaşmamışlardı çünkü. Afganistan’da son süreçte gerçekleşen olaylar gerçekten çok sıradışı olaylar.
Nitekim ABD basınından Wall Street Journal'ın (WSJ), ülkenin önde gelen 4 istihbarat teşkilatı raporlarının gizli özetlerine ulaşarak hazırladığı haberde, ABD birliklerinin Afganistan'dan çekilmesinden önce ‘Taliban'ın ülkeyi hızlı şekilde ele geçireceğini tahmin edemediklerinin raporlandığını yazdı.
Görünen o ki ABD, 20 yıllık işgalle yakıp yıktığı ülkede oluşturduğu devlet sistemi, kurduğu ordu ve kukla kişilikler ile yürüttüğü çarkının yirmi günde alt üst olmasının şokunu uzunca bir süre atamayacak. Uluslararası kamuoyu, Şeriatle yönetilecek Afganistan İslam Emirliğinin nasıl bir yönetim modeli ortaya koyacağını merak ederken batı ve batı endeksli medya, algı operasyonu yapmaya devam ediyor.
MÜSLÜMAN ÜLKELER HAREKETE GEÇMEZSE BATININ KAPİTALİST SİSTEMİ DEVREYE GİRECEK
Ancak Batı yine de boş durmuyor. Kabil’de görüştüğümüz kaynaklar, batılı şirketlerin Afanistan’da iş, ihale kovaladığını ifade ediyor. Mesela Çin ve AB ülkelerinin temsilcileri, günübirlik Kabil’e özel uçaklarla inip inip kalkıyorlar. Batılılar, topla tüfekle alamadıklarını bu kez ekonomi silahını kullanarak elde etmeye çalışacaklar. Müslüman ülke yönetimleri ve işadamları ise uyanıncaya kadar yine iş işten geçmiş olacak anlayacağınız.
İnsani yardım kuruluşları ve komşu Müslüman ülkeler, yeni kurulan ve devlet alt yapısı çökmüş, bankaları boşaltılmış, var olan tüm sermaye ve zenginlikleri çalınmış savaş yorgunu Afgan halkına yardım elini uzatmalı. Kurulan İslam Emirliği, devlet olarak tanınarak ekonomik, siyasi ve askeri anlamda işbirliği anlaşmaları imzalanmalı. Hatta Afganistan’ı ilk olarak, Afgan halkının dilinden düşürmediği Türkiye tanımalıdır. Burada kimin ağzını açıyorsanız ya kardeşi ya abisi ya babası ya da farklı bir akrabası Türkiye’de yaşıyor ve çalışıyor. İki halkın geçmişe dayanan çok derin bir tarihi birlikteliği ve her şeyden öte İslam kardeşliği bulunuyor.
Sonuç olarak; Afgan halkını bu hale düşüren başta batılı şer güçler ve zalim kukla rejimlerin, on yıllar geçse de amaçlarına ulaşamadıklarını, bu son süreç ortaya koymuş oldu. Ülkelerini işgal edebilirler, evlerini yıkabilirler, canlarını alabilirler ama yürekten iman eden bu insanları yenilgiye uğratmak öyle kolay değil. Görüştüğümüz Afganlar ve İslam Emirliği yetkilileri de bu durumu teyit eder açıklamalar yapıyor; ‘Onların tankları ve uçaklarına karşı Allah’ın yardımıyla imanımız galip geldi’ diyorlar.
Şehadetle taçlandırılan ölümü, ölümsüzlüğe bir geçiş olarak gören iman dolu yüreklere kim ne yapabilir ki...
İnzar Röportaj/Söyleşi
İnzar Röportaj/Söyleşi