Hatanın en yalın tarifi; bilmeden ve istemeden yapılan yanlışlıklardır. Bize söylenen, yapılması halinde bizlere zarar vereceği söylenmesine rağmen sonucuna katlanarak yapılan yanlışlıklardır diye bir tanımlama da yapabiliriz. “Bunu asla yapmayız” denilen yanlış davranışlardır da denilebilir. Hatalar şöyle veya böyle ölene kadar hayatımızın bir parçası.
Şimdi bu yanlış davranışlara, hayat maçında yaptığımız bu basit hatalar yüzünden kaybettiğimiz maçlara bir göz atalım. Yaptığımız hatalar;
1-Allah ile aramıza mesafe koymak. Hayatın tartışmasız en büyük hatası bu.
2-Hayat yolculuğunda hedef belirlememek. Serseri mayın gibi hayat denizinde yüzmek. Hedef belirlense de hedefe kilitlenmemek.
3-Hayat tecrübeleriyle dolu büyüklerimizin nasihatlerine kulak asmamak. Dahası nasihatlere karşı kulağa kepenk indirmek.
4-Hata yapıp hatalarımızdan ders almamız gerekirken ders almamak. Hatalarımızı mercek altına almamak. Hatalarımızdan daha da yukarıya çıkabileceğimiz, yeni ufuklara açılabileceğimiz bir merdiven inşa etmemek. Pişmanlık duymamak.
5-Birçok hatamızın cezasını çekmemize rağmen yapacağımız hataların cezasını çekeceğimizin şuurunda olmamak.
6-Hatalarımıza müdahil olan büyüklerimize müdahale etmek ve onlarla aramızda bir set inşa etmek.
7-Kibirlenip kendi pisliğinde mavi boncuk olduğu düşüncesine kapılmak.
8-Bir delikten beş kere ısırılmak.
9-Herkes bir şekilde “Bizim de hatalarımız oldu” şeklinde bir cümle kurmuştur. İşte hata bundan sonra başlıyor; geçmişe ve ileriye ibret nazarıyla bakmamak. Başka bir deyişle hatalarımızın önüne bir set çekmemek.
10-Başkasının hatalarını görüp kendi hatalarını görmemek.
11-Gelişmeden değişmek. Yani bozulmak.
12-Düştüğümüz hatayı tekrarlamak.
13-Bugünün işini yarına bırakmak.
14-Hayatın oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu sanmak.
15-Fakir fukarayı gözetmemek. Birilerinin yarasına merhem olmamak.
16-Geçen günlerin muhasebesini yapmamak. Hatalarımızla yüzleşmemek.
17-Gelirimizi çarçur etmek.
18-Düştüğümüzde kalkmamak.
19-Evet, denilmesi gereken yerde “Evet”; hayır, denilmesi gereken yerde “Hayır” dememek.
20-Nalıncı keseri gibi hep kendine yontmak. Rabbena hep bana, demek.
21-Kıskanç ve kindar olmak. Buna bağlı olarak affetmemek. Kendisine sanal düşmanlar üretmek. Don Kişot’luk yapıp bunlarla savaşmak.
22-Sürekli tüketmek, hiç üretmemek.
23-Olmuş, bitmiş, gitmiş şeyler için üzülmek; olmamış olmayacak şeyler için endişelenmek buna bağlı olarak enerjimizi toprağa vermek.
24-Hataların yol gösterici olduğunu bilmemek. Hatalardan yararlanmamak.
25-Yaptığımız hataları tekrarlamak hatta daha iyisini yapmak(!) ve hayatta bir arpa boyu yol almayıp yerinde saymak veya geriye sarmak.
26-Hatalara arkadaş gözüyle bakmamak ve verdiği mesajı anlamamak.
27-Ölürken uyananlardan ders almayıp ölmeden uyanmamak.
28-“Geç kaldım. Bizden geçti” diyerek koşacağımıza çömelmek.
29-“Ben nerede hata yaptım?” sorusunu kendimize sormamak.
30-Ayağı sağlam yere basmadan diğer adımı atmak.
31-Hataların başarıya ulaştıran, bizi bir yerlere ulaştıracak özellikleri de olduğunu bilmemek ve gereğini yapmamak.
32-Yanlış arkadaş seçimi yapmak, yanlış insanlarla yol yürümek. Yolun sonunda batağa saplanmak.
33-Yanlış eş ve iş seçimi yapmak.
34-Günahta küfre giden bir yol, hatada doğruya götüren bir yol olduğunu bilmemek.
35-Gereğinden fazla, ayarı kaçmış şekilde iyi niyetli olmak.
36-Güvenilmemesi gerekene gereğinden fazla güvenmek. Güvenilmesi gerekene de gereğinden az güvenmek.
37-Bazı hataların silgiyle bazı hataların hiçbir şeyle silinmeyeceğini bilmemek.
38-Yapabileceğimiz güzel şeyleri ertelemek ve ölüm döşeğinde iken yapmayıp ertelediğimiz şeylere üzülmek.
39-Hatada ısrar etmek.
40-Kötülerle takılıp kötü takılmak ve ardından düşmek.
41-Hayat arabasını sürerken hiç vites değiştirmemek.
42-Potansiyelimizi bilmemek. Bilsek de zorlamamak.
43-Çocuklarımıza sorumluluk vermemek büyüdüğümüzde de sorumluluk almamak.
44-Gençliğin, sağlığın, nefesin, boş zamanın ve hayatın kıymetini bilmemek.
45-Kontrol mekanizmamızın dümenine geçmemek ve bağlı olarak otokontrolü kaybetmek.
46-En önemli sermayemiz olan zamanımızı boşu boşuna harcamak.
47-Hata ve başarı sazdaki paralel teller gibi olduğunu bilmemek. Mızrap güzel vurulsa başarının yanındaki hatadan da güzel ses çıkacağını bilmemek.
48-Aynı hatayı yapmak ve bu nedenle düşülen çukura bir daha düşmemek.
49-Hata yapmanın değil, hatadan ders çıkarmamanın ayıp olduğunu bilmemek.
50-Hatalar girdabına düştüğümüzde bize uzatılan ele uzanmamak.
Birkaç gündür üzerine düşündüğüm hatalarımızdan beş demet kadarı aklıma geldi. Sizin de mutlaka ekleyecekleriniz ve aklınıza gelen hatalarımız vardır. İnsan olmamız hasebiyle hatalar yapacağız. Allah bir hatayı bize iki kere yaşamayacağımız basireti versin. Hatalarımızdan ders çıkaracağımız akıl fikir versin. Bizi iyilerden eylesin. La Edrî’nin delaletiyle aptallar hatalarını düzeltmeye çalışanlardan nefret ederler. Bilginler ise hatalarını düzeltmeye çalışanlara minnettar kalırlar. Hatalarımızı düzeltmeye çalışanlara minnettar kalmak umuduyla…
inzar
inzar