14 Mart 2022:
14 Mart Pazartesi günü yine aynı çadırlarda dağıtılması için bine yakın kişiye yetecek kadar meşhur "Tatar Pilavı" pişirildi. Öğle vakti hazır olan yemeği, bir önceki gün et alamayan çadırlardan başlayarak dağıttık. Aynı gün ikindi vakti ise kampta mescit olarak kullanılan çadırın yanında toplanan yüzlerce çocuğa seviyelerine göre Elif-Ba cüzü ile Kur'an-ı Kerim dağıttık. Çocuklar, aldıkları hediyelerle birlikte mescide geçerek dağıttığımız Elif-Ba ve Kur'an-ı Kerimlerden ilk derslerini de yaptılar.
Bu faaliyetin hemen ardından muhacir kamplarından sorumlu olan Mevlevi Cumagül ile görüştük. Verdiği bilgi çerçevesinde pek kimsenin uğramadığı bir bölgede bulunan kamplara giderek kendisiyle birlikte gıda kolisi dağıtımında bulunduk. Mütevazı tutumları halkı olumlu manada etkilemiş, Taliban'a karşı olumsuz düşünceleri olumluya çevirmişti.
15 Mart 2022:
15 Mart Salı günü sabah namazı ile yola çıkarak Mezar-ı Şerif kentine yaklaşık 2 saat uzaklıkta bulunan Cevizcan vilayetine bağlı Şibirgan bölgesine gittik. İlk olarak hayırseverlerin küçükbaş olarak bağışladığı 30'dan fazla adak, akîka ve sadaka kurban vekâletlerini yerine getirmek için önceden ayarlanan kesimhaneye gitti. Vekâletleri yerine getirdikten sonra etlerin hazır olacağı saate kadarki zaman dilimini iyi değerlendirmek adına bölgede Kawçi adında bir köye giderek Umut Kervanı tarafından yaptırılacak olan "Su Kuyusu" hazırlıklarını yerinde gözlemledik. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından cami cemaati ve köydeki 70 hanenin faydalanacağı su kuyusunun ilk sondajı yapılan dualarla vuruldu.
Ardından yine şehre inerek hazırlanan kurban etlerini bölgedeki 4 farklı çadır kamptaki tüm çadırlara tek tek dağıttık. Dağıtım esnasında 7-8 yaşlarında olan ve soğuktan titreyen torunuyla yanımıza gelen yaşlı bir kadın, henüz birkaç saat önce yanındaki torununun babası olan yani oğlunun vefat ettiğini, geride de 2 yetim ve dul bir kadın bıraktığını, parası olmadığı için cenazesini dahi almaya gidemediğini gözyaşları içerisinde anlattı. Bizler de söz konusu aileye ait çadıra giderek yetimler için ayrılan nakdi yardımdan bir payı kendilerine teslim ettik.
Farklı bir kampta yapılan dağıtımda ise çadır kent sakinlerinin çoğunun çadırlarında olmadığını görünce sebebini sorduk. Aldığımız cevap bir önceki çadırda karşılaştığımız manzaranın üzerine bizi daha fazla derinden üzmüştü. Meğerse 18 yaşlarında bir genç kız, içinde bulunduğu şartlar sebebiyle bunalıma girmiş ve intihar etmişti. Çadırdakiler de cenazeyi kaldırmak için gitmişlerdi. Çadır kentte bulunan çocuklara ücretsiz olarak Kur'an-ı Kerim dersi veren ve çadırlara yakın camide yine ücretsiz olarak imamlık yapan genç bir imam, yanımıza gelerek intihar eden kızın aslında çok takvalı, ibadetlerine düşkün birisi olduğunu, yaşanan olumsuz hadiseye kendilerinin de anlam veremediklerini ifade etti. Zaten imam istese de para alamazdı. Çünkü oradaki tüm insanlar kuru bir ekmeğe dahi muhtaç durumdaydı. Henüz alandan ayrılmamıştık ki söz konusu genç kızın yaşlı babası geldi. Hüznünü sadece ellerini semaya kaldırıp dua ederek gidermeye çalışıyordu. Biz de ailelerin sayısına göre etleri ayırıp dağıtılması için genç imama teslim ettik.
Yine aynı bölgede tespit edilmiş olan yüzlerce aileye bölgedeki çadır kamplardan sorumlu Halilullah Zadran ile birlikte gıda yardımında bulunduk. Akşamüstü ise yine çadırlarda bulunan ve özellikle yetim olan çocuklara giyim yardımında bulunduk. Yardım sırasında neredeyse tüm çocukların ciddi soğuk aldıkları için derinden öksürdüklerini, hasta olduklarını gördük. Hiçbir çocuğun ayağında çorap yoktu. Hatta çoğunun ayakkabısı da yoktu. Terlikle veya çıplak ayakla geziyorlardı. Ayakkabısı olanların da ayakkabıları eskiden köylerde kullanılan yumuşak lastiktendi. Akşam karanlığı çöktüğünde ise dönüş için yola çıktık. Yol kontrol noktalarından birisinde Taliban görevlileri hayır kurumu olduğumuzu öğrendiklerinde birlikte yemek yemeye davet ettiler, ancak biz yolumuza devam ettik.
16 Mart 2022:
16 Mart Çarşamba Günü ise yine sabah namazıyla birlikte 250 kilometre uzaklıkta olan Kunduz vilayetine gitmek için yola çıktık. Yolların bozuk ve dolambaçlı olması sebebiyle yolculuğumuz, 5 saatten fazla sürdü. Yol boyunca karşılaştığımız geniş ve verimli arazilerde birçok köyde insanların tarım ve hayvancılık yaptığını gördük. Kunduz vilayetine vardığımızda ise öğle vakti olmuştu. Namaz ve yemekten sonra bu kez Çahar Dere ilçesine bağlı Aynelmecar ve Ernezer köylerinde, camilerin bahçesinde daha önceden yapımına başlanan ve bitirilen iki su kuyusunun açılışını gerçekleştirdik.
Akşam "Toy" dedikleri bir düğüne katılmak için davet edilmiştik. Dağlardan, tarlalardan, kumlu yollardan, hatta yolu olmayan arazilerden geçtik. Daha önce bu kadar sallantılı ve zor bir yolculuk geçirmemiştim. Araç birçok yerde yol almakta zorlanıyordu. Dere kenarında bulunan öyle köylerden geçtik ki, yolları araçlara hiç müsait değildi. Dereye ha düştük ha düşeceğiz tehlikesiyle zor bir yolculuk geçirdik. Davetli olduğumuz düğün, partner kurumun başkanı olan Seyyid Nimetullah Sadat'ın doğduğu, Kaley-i Zal ilçesine bağlı Aktepe Köyü'ydü. Köye yaklaşık 10 kilometre kala, bölgedeki tek köprü olan ve ABD ile yapılan savaş esnasında yıkılan köprüye vardık. Derenin karşısına geçmek için gecenin karanlığında ilkel yöntemlerle aracımızı bir kayığa bindirip geçirdik. Yıkılan köprü, yaklaşık 100 bin insanın şehirle bağlantısını kesmişti. Zor bir yolculuk sonucu yaklaşık 80 kilometre yol kat ederek menzile vardık.
Nimetullah Sadat'ın ablasının evinde akşam yemeğimizi yedikten sonra, düğün için özel olarak tertiplenen güreş müsabakasını izlemeye gittik. Öyle bir kalabalık vardı ki ilk defa bir düğünde özel olarak düzenlenen güreş müsabakasında bu kadar insanı bir arada görüyordum. Sadece erkeklerin katıldığı düğünde farklı şehirlerden her yaştan binlerce insan katılmıştı. Kunduz valisi dahi heyetiyle birlikte güreşleri izliyor, gerektiğinde hakemlik yapıyordu.
Gece uyumak için yemek yediğimiz yere geri döndük. Elektriği ve suyu olmayan köyde sadece lamba yakmak için solar enerji (Güneş paneli) kullanılıyordu. Evlerin tamamı topraktandı. Kaldığımız ev duvarları 70-80 santimetre kalınlığında ve düzgün bir şekilde yapılmış toprak bir evdi. Bu evlerin özelliği yazın serin kışın sıcak olmalarıydı. Köyde her şey organikti; süt, yoğurt, soğan, ekmek… Ülkede normalde sabah kahvaltısında otelde dahi sadece ekmek, kek ve varsa yanında ya kaymak veya krem peynir olurdu. Bazı yerlerde bu bile yoktu. Ancak kaldığımız köy evinde sabah kıymalı börek yapılmış, taze süt hazırlanmış, ceviz içi ve badem de sofraya konulmuştu. Şimdiye kadar gezdiğim şehirler arasında en çok yeşillik olan bölge Kunduz'du. Bazı köyler Tacikistan sınırındaydı. Buradaki hayvanlar diğer bölgelere göre çok daha iyi besleniyorlardı.
17 Mart 2022:
17 Mart Perşembe sabahı Aktepe Köyü'nde onlarca yetime hayırseverlerin bağışladığı nakdi yardımları ulaştırdıktan sonra Kunduz'a geri dönmek için yola çıktık. Kunduz'da yüzlerce aileye Avrupa Yetim Eli adına gıda kolisi dağıtımında bulunduk. Öğle yemeğini önceki yönetimde üniversite hocası olan, şimdi ise Kunduz vilayetinin müftüsü (Kadı) ile birlikte yedik. Saat 14.00'da Mezar-ı Şerif'e dönmek için yola çıktık. Bazı bölgelerde ciddi sis olması sebebiyle konakladığımız yere tam 6 saat sonra varabildik. 2 gün içerisinde (30 saat) 14-15 saat araba yolculuğu yaptık. Bu da bizi ciddi manada yormuştu.
18 Mart 2022:
18 Mart Cuma günü Mezar-ı Şerif'te bulunan kamplarda Avrupa Yetim Eli adına yüzlerce aileye ekmek dağıtımı yaptık. Aynı gün yapmayı planladığımız kışlık giyim yardımı, ülkede resmi tatil olması sebebiyle partner kurumun elbiseleri toparlayamamasından dolayı dağıtımı bir sonraki gün yapmak üzere alandan ayrılıp otele geçtik.
19 Mart 2022:
19 Mart Cumartesi sabah 10.00 gibi yine kamplardaydık. Önceki günlerde Umut Kervanı Vakfı adına yaptığımız ekmek dağıtımı sırasında, yağmur ve çamurdan korunmak için ayağına poşet bağlayan Veciye adlı bir kız çocuğunun videosunun Avrupa Yetim Eli tarafından sosyal medyada paylaşılıp yardım çağrısında bulunulmasının ardından hem Veciye hem de 150 çocuk için giyim yardımı gelmişti. Söz konusu yardımı dağıttık. Yaptığımız çalışma bu bölgede son çalışma olmuştu. Öğle yemeği ve namazın ardından başkent Kabil'e gitmek için saat 16.00'da kalkacak olan uçağa yetişmek için saat 14.00 gibi otelden ayrıldık. Partner kurumun tanıdığı olan uçuş operasyon müdürü, bizi kapıda karşılayıp VİP salonunda misafir etti. Uçuş saatinde uçağa binip 45 dakikalık uçuşun ardından Kabil'e vardık. Nimetullah Sadat farklı bir kurumun çalışmaları için Perşembe gününden itibaren bizden ayrılmıştı; ancak oğlu bizi havalimanında karşılayıp evde misafir etti.
20 Mart 2022:
20 Mart Pazar Öğlen vakti, Yetimler Vakfı adına gıda dağıtımında bulunmak için belirlenen bir bölgeye giderek çok sayıda aileye yüklü miktarda gıda yardımında bulunduk. Artık son gecemizdi. Kısmet olursa sabah havaalanına gidecek, 12.30'da kalkacak olan uçak ile İstanbul'a dönecektik.
Havalimanında belirlenen saatte havalanan uçak 6 saat sonra Türkiye saati ile 17.00'de İstanbul Havalimanı'na iniş yaptı. Çok şükür yoğun bir çalışmanın ardından sağ salim yeniden ülkeye dönmüştük. Her yurt dışı seyahatimden sonra ülkeye dönüşte Türkiye'de yaşadığıma, sahip olduğumuz nimetlere yeniden şükrediyorum.
Afganistan İslam Emirliği batının emperyal politikaları sonucu bu hale geldi. Şer’i sorumluluğumuz gereği tüm yardım kuruluşlarımızla hazır bulunuşumuz bundan sonra da devam edecektir inşallah.
Bize bu konuda yardımcı olan ve yardımlarını esirgemeyen tüm hayırseverlere karşı olan sorumluluğumuz gereği bu detayları yazmak gereğini hissettim. Umarım Müslümanlar olarak buna karşı duyarlılığımızı artırıp şer’i sorumluluğumuzu yerine getirmede hayırda yarışanlardan olmaya devam ederiz. Yardım eden ve hayır kapıları aralayanların en iyisi Allah Teala’dır.
Nurullah Günaydın
İnzar Röportaj/Söyleşi
İnzar Röportaj/Söyleşi