Bir kez daha hayır ve bereketler ile dolu olan üç aylara kavuşturan yüce Mevla'ya hamdü senalar olsun. Yüce Rabbimizin bize bir fırsat olarak tanıdığı bu rahmet, mağfiret, bereket ve arınma mevsimi olan üç aylar, yıl içinde yüklendiğimiz günah ağırlığımızı hafifletme ve üzerimizden atma mevsimidir.
Nisan yağmurları gibi içinde nice hayırlar ve bereketler ile dolu olan üç aylar, rahmetin ta kendisidir. Nice zamandır hasret kalmıştık şu manevi iklime, şu doyasıya ibadet aşkına, huşu ile kılınan namazlara, oruçlara... Şu içli ve ihlaslı duygularla edilen dualara, zikirlere... Camiler, cemaatle kılınan namazlar, sohbetler, misafir ağırlamalar, sadakalar ve infaklar...
Üç ayların başı, aşamalı olarak daha iyisine, daha büyük vazifelere hazırlık yapma ve alıştırma devresidir. Bu devreye iyice kuşanmayı Peygamberimiz (sallellahu aleyhi vesellem), şu duası ile bize öğütlemektedir: "Allah'ım! Receb'i ve Şaban'ı bize mübarek, bereketli kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur." (Taberânî, Evsat, IV, 189; Beyhakî, Şuab, V, 348. Krş. Ahmed, I, 259)
Evet, biz de O’nun (sallellahu aleyhi vesellem)’in sünnetine uyarak duasına âmin diyor ve bunu metodik bir şekilde hayatımıza aktarmaya çalışarak lebbeyk diyoruz. O’nun sünnetine uyarak aynı duayı tekrar etmekle birlikte hayat gerçeğimizde de yeni bir sayfa açarak bu aylarda dosdoğru bir yol izlemeyi hedefliyoruz.
Üç aylar; bütün zamanların üstünde farklı bir değere sahiptir. Eyyamullah dediğimiz özel gün ve geceler, Üç aylara ayrı bir anlam katıyor. Hele Kur'an-ı Kerim'in içinde nazil olduğu Kadir Gecesi ki, bin aydan daha hayırlı olması hasebiyle apayrı bir mana katıyor.
Receb ayının ilk Cuma gecesine denk gelen "Regaip gecesi", 27’sinde ise, "Mirac gecesi", Şaban ayının 15’inde "Berat Gecesi" ve Ramazan ayının son on gününde gizli bulunan -muhtemelen 27. gecesi olan- "Kadir gecesi" vardır. İşte bu gecelerin bu aylarda münderiç yani serpilmiş olarak bulunması, kıymetini diğer zamanlara göre artırmıştır.
Üç ayların ilki olan Recep ayı, aynı zamanda haram aylardan tek olarak gelen aydır. Büyük hayır ve bereketler ile dolu olarak bilinen "Regaip Kandili", bu ayın ilk cuma gecesidir. Dolayısıyla iki büyük gecenin birleşmesiyle bu gece daha farklı bir anlam kazanmaktadır. İslam ümmetince ihya edilmesi gereken hayırlı bir gecedir.
Mübarek üç aylarda ve bahusus kandil gecelerinde ihlasla yapılan ibadetler ve dualar, İnşaallah'u Teâla makbuldür. Bu zamanlarda namaz, oruç ve sadaka gibi yapılan ibadetlere her zamankinden çok daha fazla sevaplar yazılır. Allah (celle celaluhu), günahkâr kullarını bağışlamak için bu ayları, bu geceleri bir bahane yapmış, bir fırsat ve rahmet iklimi kılmıştır.
Bu sebeple her mümin, üç aylara girerken ve özellikle üç ayların içinde bulunan mübarek Regaip, Miraç, Berat ve Kadir gecelerinde ibadetinin çıtasını bir az daha yükseltmeli, biraz daha gayret edip rahatını bozmaya çalışmalıdır. Gecelerini teheccüdle, gündüzlerini oruçla süslemeli ve elini açık tutarak cömert olmalı ki, bu ayların ve bu gecelerin feyiz ve bereketinden en verimli bir şekilde istifade etmiş olsun.
Recep ayının fazileti ve orucu hakkında açık bir ayeti kerime bulunmamaktadır. Ama zayıf olmakla birlikte birçok hadisi şerif vardır ki usulen de ibadetler konusunda bu hadisler dikkate alınabilir ve onlarla amel edilebilir. İşte o hadislerden bazıları:
Enes bin Malik`ten rivayet edilen bir hadisi şerifte şöyle denilmektedir: "Recep Ayı girince Allah'ın Resulü (sallellahu aleyhi vesellem) şöyle dua ederdi: "Allah`ım! Receb`i ve Şaban`ı bizlere bereketli kıl ve bizi Ramazan`a kavuştur." (Ahmed bin Hanbel, Müsned: 1/259)
"Recep ayının ilk Cuma gecesini (Regaip gecesini) ihya eden kimseye, Allah`u Teâla, kabir azabını tattırmaz. Dualarını geri çevirmez. Ancak şu 7 kişi hariç, onların duası kabul olunmaz. Bunlar: Faiz alıp veren, Müslümanları hor gören, ana-baba hukukunu çiğneyen, meşru dairede Müslüman kocasına itaat etmeyen kadın, insanları baştan çıkaran şarkıcı kadın, Lut kavminin amelini yapan ve zina eden evli kişi, tembelliğinden beş vakit namazı terk eden tariku's salat." (Taberi, Deylemi)
Abdullah İbni Abbas (radiyallahu anhu), Receb ayında Peygamberimiz (sallellahu aleyhi vesellem)’in, "Artık orucu bırakmaz" deninceye kadar çok oruç tuttuğunu, bazen de "Artık oruç tutmaz" deninceye kadar orucu terk ettiğini haber vermiştir.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri de “Üç Aylar” hakkında şöyle buyurur: "Her iyiliğin sevabı başka vakitte 10 ise, Receb-i Şerif'te 100'den geçer. Şaban-ı Muazzama'da 300'den ziyade ve Ramazan-ı Mübarek'te 1000'e çıkar. Cuma gecelerinde binlere ve Kadir gecesinde 30 bin'e çıkar. Bu pek çok uhrevi faydaları kazandıran, uhrevi ticaretin bir kutsi pazarı ve ehli hakikat ve ibadet için mümtaz bir sergi hükmünde olup; üç ayda 80 senelik bir ömrü ehli imana temin eder." (Şualar)
Şu halde, Allah’u Teâla’nın günahlarımızdan arınmamız için bir ikram olarak önümüze koyduğu bu kadar kârlı ve kıymetli olan Üç Ayları bir fırsat bilerek en güzel şekilde istifade etmemiz gerekir. Bu manevi iklimden şu şekilde istifade edebiliriz:
1- Bu ayların sonuncusu olan Ramazan'ı şerifte nazil olmuş olan Kur'an-ı Kerim`i bol bol okuyarak
2- Peygamberimiz (sallellahu aleyhi vesellem)’in sünnetine uyarak bu geceler ve aylarda ettiği duaları yaparak ve ona çokça Salâtü Selam getirerek
3- Aile bireylerimiz başta olmak üzere müsait bulduğumuz her ortamda günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbetler yaparak
4- Hayatımızın geçmiş günleri, hakkında yeniden bir muhasebe yaparak taksiratlarımızın bağışlanması için tevbe edip bağışlanmamızı dileyerek
5- Darda ve zorda bulunan tüm Müslümanların, mustazafların ve mağdurların kurtuluşu için, özellikle Gazze'de havadan, sudan ve ekmekten mahrum bırakılan Filistinli kardeşlerimizin kurtuluşu için, Allah düşmanı Siyonistlerin ve yardakçılarının kahrolması için bol bol dua ederek gecelerimizi ihya edebiliriz.
Şimdiden üç aylarımızın ve kandillerimizin mübarek olmasını ve büyük bereketlerle geçmesini yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.