İmam Gazali’nin on bir yılını geçirerek İhya-u Ulûmid-Din’i kaleme aldığı ve Üstad Bediüzzaman’ın henüz 35 yaşındayken Hutbe-i Şamiye’yi okuduğu cami Emeviye Camii.
Emeviye Camii, Emevi halifelerinden Velid bin Abdülmelik tarafından 705–715 tarihleri arasında yaptırıldı. Suriye’nin Şam şehrinde bulunan camii, Emeviler döneminde yaptırılan en büyük cami özelliğini taşıyor. Ümeyye Camii olarak da bilinir.
Tarihi
Emeviye (Ümeyye) Camiinin bulunduğu yerde Roma döneminde yapılan bir Jupiter tapınağı vardı. Hıristiyanlık döneminde bu tapınağın yerine Bizans bazilikası (Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde görülen dikdörtgen biçiminde kilise) yapıldı. Şam, 635 yılında Müslümanlar tarafından fethedildikten sonra Emeviye Camii inşa edildi. Ancak arada geçen bu zaman süresince fetih sırasında bir kısmı sulhla, bir kısmı kılıçla fethedildiği için kilisenin doğu kısmı fetih hakkı olarak cami, batı kısmı da sulh sebebi olarak Hıristiyanlar tarafından kilise olarak kullanıldı. Şam şehrine doğu tarafından sulh ile giren Müslüman komutan Ubeydullah bin Cerrah, şehrin batı tarafından kılıçla harp ederek giren ise Halid bin Velid’dir.
Emevi halifelerinden Velid bin Abdülmelik 705–715 yıllarında bir kısmı cami bir kısmı kilise olarak kullanılan yapının yerine yeni bir cami yaptırmak istedi. Yapılacak yeni caminin bilinen bütün camilerden daha büyük, Hıristiyan kiliselerinden daha görkemli olmasını istiyordu. Yeni caminin yapımına başlandı. Emeviye Camii’nin yapımında Suriye’nin her tarafından antik yapı kalıntılarından, sütun ve sütun başlıkları, mermer plakaları getirildi. Caminin süslenmesinde İran, Hindistan, Mağrip ve değişik devletlerden bini aşkın ünlü usta ve sanatçılar çalıştırıldı. Emeviye Camii, İslam mimarisinin doğuşunda ilk etkileri gösteren bir eserdir.
Mimarisi
Dikdörtgen şeklinde inşa edilen caminin eni 137 metre, yüksekliği ise 37 metredir. Caminin önünde üç, yanında iki katlı revaklarla çevrili büyük bir avlu yer alır. Caminin kare planlı üç minaresi vardır. Bunlardan güneydoğu köşesindeki minare Ak Minare olarak bilinir. Hazret-i İsa Minaresi de denir. Güneybatı köşesindeki minareye Kayıtbay Minaresi, avlunun kuzey revaklarının ortasında ve tam mihrap ekseni üzerinde bulunan minareye de El-Arus Minaresi ismi verilir. Cami sahnını, koridor gibi bölen ve çatıyı tutan kırk somaki sütun ile yirmi dört yapma sütun vardır. Mihrabın hemen üstündeki kubbe, dört yapma sütun üzerine oturur. Bu sütunlar arasında zarif ve sanat güzelliği olan altmış dört kemer bulunmaktadır. İki yüz seksen civarında penceresi vardır. Camları renkli, çerçeveleri bezeli usulde kaplıdırlar. Duvarları altınla cilalı madolyonlarla süslenmiştir. Madolyonların içi renk renk küçük taşlarla kaplıdır. Yan tarafındaki dehliz tavanları, güzel tezhip ve nakış motifleriyle süslüdür. Çok güzel ve sanat değeri olan bir mihrabı vardır.
Caminin, enine orta sahın ile dikine sahının kesiştiği yerde bir kubbesi vardır. Kubbe ilk yapıldığında ahşap olduğu, sonraki çıkan bir yangında yandığı, yazılı kaynaklarda geçmektedir. Abbasiler zamanında dikine sahının üstü üç tane kubbeyle örtüldü. Şu andaki taştan yapılmış kubbe ise Timur Hanın Şam’ı ele geçirmesinden sonra yapıldı.
Ümeyye Camii, tarih boyunca toplam beş defa yandı. Cami bu sebeple büyük onarımlar geçirdi. Bu onarımlardan son ikisi ise Osmanlı Sultanlarından Kanuni Sultan Süleyman ve Sultan İkinci Abdülhamit tarafından yapıldı.
Selahaddin Eyyubi’nin kabri
Caminin hemen dışında, Kudüs fatihi ve 3 kez Haçlı Seferlerini püskürtmeyi başarmış Selahaddin Eyyubi’nin kabri ve türbesi yer alıyor.
Avluda bulunan 8 sütun üzerine yükselen hazine kubbesi, kamu hazinesini korumak amacıyla Abbasîler döneminde yapılmış.
Ünlü İslâm âlimi İmam-ı Gazali Hazretleri bu minarenin altında 11 yıl yaşamış, meşhur eseri İhya-u Ulûmid-Din’i bu camide kaleme almış. Emeviye Camii’nin kapladığı 7 bin metrekarelik alanda ayrıca Selâhaddin Eyyûbî türbesi, Hz. Hüseyin’in kızı Seyyide Rukiye Camii de bulunuyor.
Emeviye Camiinin tam orta yerinde yeşil tonların hâkim olduğu Hz. Yahya’nın (as) türbesi bulunuyor. Şam, Hıristiyanlığın önemli bir merkezi olunca Beyruttaki kabrinden başı getirilerek buraya gömülmüş. Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehid edildikten sonra Hz. Zeynep tarafından getirilen mübarek başının bulunduğu türbe de burada yer alıyor.
İran’dan her ay düzenli olarak 200 bin kişi burayı ziyaret ediyor. Camiye çok uzak olmayan Ehli Beyt Mezarlığında ise Hz. Bilal Habeşi, Hz. Cafer-i Tayyar, Hz. Ümmü Mektum, Hz. Zeynep gibi İslâm tarihinin önemli isimleri bulunuyor.
Ezanın koroyla okunduğu tek camii
Emeviye Camii’nde namaz vakitlerinde ezan koroyla okunuyor. Camide görevli müezzinlerden biri ezanın ilk cümlesini önce tek başına okuyor, ardından 6 kişilik koro aynı cümleyi tekrar ediyor. Her vaktin ezanı ise farklı makamdan okunuyor. Emeviye Camii, ezanın koroyla okunduğu tek cami olarak biliniyor.
Camiyi ilginç kılan bir diğer özellik ise avlusunda ayakkabı hatta terlikle bile dolaşmanın yasak olması.
Dört mezhep de temsil ediliyor
Hamidiye kapısından sadece Müslümanlar girebiliyorlar. Diğer ziyaretçiler ise Selâhaddin türbesi önünden dolaşılarak çıkılan arka kapıdan giriyorlar. Girişte hemen solunuzda Kubbetu’l-Hazne denilen bir yapı ile karşılaşıyorsunuz. Bu ismin veriliş nedeni; kapının Emeviler zamanında bir müddet hazine odası olarak kullanılmış olması.
Camiin ilginç yönlerinden birisi de, dört farklı mezhebi temsilen dört ayrı mihrap yapılmış olmasıdır. Dört mezhebin müntesipleri bu camide aynı anda kendi imamları arkasında namaz kılabiliyor. Sadece cuma namazlarında tek cemaat olarak saf tutuluyor.
Hutbe-i Şamiye burada okundu
Caminin minberi bir başka açıdan önem taşır. 1911 senesinde Bediüzzaman Said Nursî onbin kişiye buradan Hutbe-i Şamiye adlı hutbeyi verir. Hutbe-i Şamiye; Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin otuz beş yaşında iken Şam ulemasının ısrarı üzerine Câmi-i Emevî’de irad ettiği bir hutbedir. Çok büyük bir ehemmiyeti haiz olması hasebiyle o zaman Şam’da bir hafta içinde iki defa tab’edilmiştir. Bilâhare müellif Bediüzzaman Said Nursî tarafından tercümesi neşredilmiştir. Arapça irâd edilen hutbede İslam dünyasının neden geri kaldığı sorusuna cevap aranır.
Talha Bal
Talha Bal