Dedem derdi liyakat ölüp gittiği zaman
Körler ile sağırlar birbirini ağırlar
Enaniyet ve makam yan yana durduğu an
Köyde uyuz eşekler atlara laf atarlar
Biri ayyaş biri keş kafasız kafadarlar
Gündüz güneşten kaçıp gece alem yaparlar
Çirkeflikten bir nebze bile olsun kaçmazlar
Şişman domuzlar gibi daima çamurdalar
Doğu’nun doğusunda itin biri havlarken
Batı’nın göbeğinde eşek gibi zırlarken
Denizden kaçan Yunan tohumları dururken
Enayiler hoşgörü naraları atarlar
Kömürün karasından daha kara beyinler
Onlar için çıplaklık çok da büyük bir hüner
Hakikat güneşinden vampir gibi ürkerler
Atılan her kemiğe köpek gibi havlarlar
Laf söylemekten aciz tek hünerleri içmek
Akıl fikirden uzak bildikleri küfretmek
Su alınca gemiyi fare gibi terk etmek
Zoru görünce bunlar her şeyini satarlar
Sorsan erdem fazilet onlar için önemli
İlim bilim her şeyden daha da çok değerli
Hele vatan demeyin uğrunda ölünmeli
Bu büyük yalanlara onlar da inanmazlar
İçi lağım çukuru dışları fitne fesat
Dil namustan dem vurur yaptıklarıyla tezat
Lut’un kavmi dirilse sizden kaçar ki heyhat
Leş olup geberince camilere koşarlar
Bu devran böyle dönmez emri hak vaki olur
İmamın kayığında hepsine yer bulunur
Ya cennet bahçesi ya ateşten bir çukur
Kabir en son kapıdır hesap zamanı başlar.
M. Salih Gönül
M. Salih Gönül